Yazarlar

1

Alev Alatlı'ya göre ekonomiye bilimsellik atfetmek çağdaş bir zorlamadır.

Gerek içinde var olduğu toplumsal yapı, gerekse kişisel karizma/itibara sahip bir insanoğlu ortaya bir görüş/faraziye koyuyor; sonra bu bir teoreme bir kritere, ilkeye dönüşüyor ve sonra 'ekonomik gerçeklik' olarak bize dayatılıyor.

Yani, kısaca, ekonomik kurallar dediğimiz olgu bir 'kabul'den başka bir şey değildir.

Ne yazık ki bu kurallar hep müstevliler/emperyalistler/kapitalistler lehine çalışır, geniş halk kitlesini mağdur eder sürekli.

2

Daha önceki bir yazımızda (27 Kasım 2021, 'İktisad'lı olmak) İmam Gazali'den hareketle iktisadın denge olduğundan söz etmiştik.

Eğer başlı başına yalın haliyle 'denge' bir bilime tekabül ediyorsa ekonomiye de bilimsel vasfını verebiliriz.

Ancak o 'ekonomi' ekonomi olmaktan çıkar, aşkın bir hal alarak hayat tarzına yükselir.

Yani her şeyi (siyaset, sosyoloji, ekonomi, psikoloji vs.) kapsayacak bir üst çatı halini alır.

O, zaten tartışma konusu değildir.

O, insanın içinde var olduğu/kaldığı kaçınılmaz, doğal yaşama alanıdır.

3

Bu minval üzre, son günlerde yaşananları açıklamak babında geriye bir tek şey kalıyor; niyet ve ısrar.

Niyet açık ve net ise, samimiyet üzereyse; niyetinizi gerçekleştirmek için geriye inandığınızı yapma konusunda ısrarlı olmak kalıyor. Yani sabit kadem durabilmek.

Bilumum muhaliflerin anlamadığı şey Tayyip Erdoğan'daki, doğru olduğuna inandığı durumlarda gösterdiği, göstereceği ısrar ve dirençtir.

Oysa 19 yıllık iktidarı süresince bunu defalarca yaptı.

'One minute' dediğinde neredeyse ülkenin bütün dinamikleri 'mahvolduk' diye bağrışmıştı.

'Dünya beşten büyüktür' dediğinde hayalperestlik, sorumsuzluk gibi yakıştırmalar en hafif ifadelerdi.

Bu kez, uzun süredir Erdoğan; kendi halkına ve dünyaya 'Daha Adil Bir Dünya Mümkündür'ü anlatmaya çalışıyor.

Yani bütün insanlığı, insanca bir hayat için adil olmaya, yani dengede durmaya çağırıyor.

4

Denge demişken;

Yasin Aktay 22 Aralık tarihli Yeni Şafak'taki son gelişmelere dair yazısında şöyle diyor: İnsanlar "Kendileri için kazançlı olan ile toplum için faydalı olan arasındaki çelişkide bocalarlar ve bu konuda nasıl davranacakları konusunda insan olma gerçekliğiyle tercih farklılaşması yaşarlar (...) Burada toplumsal fayda ile bireysel fayda arasındaki çelişkide insanların nasıl bir davranış sergileyecekleri hususunda hiçbir bilimsel kural olamaz..."

İşaret edildiği gibi burada da aslolan dengedir.

Yukarıdaki tespitler ışığında 'dengeyi sağlamak' ise doğrudan doğruya ahlakın konusudur.

Hepimize, her bireylerimize Allah ahlaklı/dengeli yaşamayı nasip etsin. Amin.

Hüseyin Besli Diğer Yazıları