Yazarlar

İdlib’de yaşanılanlar aslında Suriye iç savaşının en kapsamlı özeti, yaşanılan kaosun vardığı son nokta. Bu haliyle İdlib;  Suriye üzerine atılan çok sayıda kör düğümümün toplamı. Suriye’nin geneline yansıyan ve yaşanılan birçok sorunun doğrudan yansıma alanı. İdlib esasen Suriye sorununun derinleştiği son nokta. 

Suriye’yi terör tarlası haline getirenlerin kirli hesaplarının manipülasyon alanı . İdlib; birbiriyle çelişen birçok faktörün bileşkesi durumunda. Bu yönüyle İdlib;  hem terör örgütlerinin büyük ilgi alanı, hem rejim muhaliflerinin etkinlik sahası, hem Esad zulmünden kaçanların son sığınma alanı, hem de küresel çıkar odaklarının yeri geldiğinde kullandıkları manipülasyon sahası. Bu denli birbiriyle çelişen hususu barından İdlib; şimdi de Türkiye’yi zora sokmaya çalışanların oyun alanı olarak kullanılıyor. 

Astana ve Soçi ruhunun ürünü olarak oluşturulan İdlib mutabakatının gereği yeterince yerine getirilmeyince ortaya yeni bir kriz odağı olarak İdlib, Suriye’nin geleceğinin adeta son basamağı olarak belirdi. 

İdlib, jeopolitik konumu nedeniyle taraflar arasında uzlaşmazlığın odağı haline gelmiştir. Suriye’nin kuzeyinden Irak’a kadar uzanan M5 karayolu ile Lazkiye’ den Doğu’ya doğru uzanan M4 karayolunun kesişme noktası İdlib’dir. 

İdlib, Şam ve Halep’ in Doğu Akdeniz’e uzanımının stratejik düğüm noktasıdır. Tüm bu özellikler nedeniyle Suriye iç savaşının hem nedenlerinin hem de sonuçlarının delillerini, izlerini ve hatta anahtarını uhdesinde barındırmaktadır.  

Unutulmamalıdır ki; Suriye iç savaşı, aslında Doğu Akdeniz’in enerji savaşıdır. Suriye’yi terör tarlası haline getirenlerin kirli hesapları da buna dayanır. Terör örgütlerinin içinde cirit atan gizli servisler devletlerin ajandalarında sakladıkları niyetlerini, çıkarların yörüngesinde bu örgütlerle içli dışı oluyorlar. Adeta kimin eli kimin cebinde belli değil. 

Esad’ın; sivil halk, silahlı grup, terör örgütü ayrımını yapmadan topyekun bir kıyımı tercih etmesi ve arkasındaki cesaretlendirici aktörlerin ikircikli yaklaşımları, Türkiye’yi rejimle askeri olarak karşı karşıya getirdi. Bu durum yeni bir tablo ve bu tablonun geleceğini Türkiye-Rusya ilişkisi belirleyecek. 

İçimizde bu durumu böyle görmeyip, Türkiye’nin Suriye’de varlığını ve mücadelesini rejim değiştirmek için olduğunu takdim edenlerde bu sorunun bir başka  problem odağıdırlar. 

Net olarak, sıralamak gerekirse Türkiye, Suriye’de terörün her türlüsüne karşı mücadele içinde ve bu terör örgütlerinin doğrudan tek hedefi durumunda. Türkiye sadece bu terör örgütlerine karşı değil, asıl olarak onların arkasındaki devletlerle mücadele içinde. Türkiye Suriye’nin parçalanmasını istemiyor ve istemeyen tek ülke olarak mücadele ediyor. Türkiye evinden, yurdundan yoksun kalan, savunmasızların oksijeni, barınağı olmanın manevi yükünü taşımaya devam ediyor. 

İdlib’de daralan üçgen ve daralan sorunlar bu gerçeklerin zemininde Türkiye’yi sıkıştırmaya devam ediyor. Ama hiç şüphemiz yoktur ki, bu zorluğunda üstesinden gelmeyi başaracağız. İçimizde dışımızda kim dost kim düşman bir kez daha görme fırsatı bulacağız. 

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu Diğer Yazıları