Yazarlar

Cevdet Erdöl

Cevdet Erdöl

SUSKUN DÜNYANIN HÜR SESİ: TÜRKİYE  Yemen’de Çocuk Olmak! 

Cevdet Erdöl tüm yazıları

Birleşmiş Milletler (BM), Yemen’de 18 milyon kişinin günlük yiyeceğini nereden elde edeceğini bilemediğine ve 8 ila 14 milyon kişinin ileri derecede açlığın eşiğinde olduğuna dikkat çekerek iç savaşın bir an önce sona erdirilmesi çağrısında bulundu. 

Uluslararası yardım örgütü Save the Children (Çocukları Koruyun) da 4 yıla yakın süredir devam eden Yemen iç savaşında yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybeden 5 yaş altı çocukların sayısının yaklaşık 85 bin civarında olduğunu açıkladı. 

Açıklama yapmaktan başka bir işe yaramayan BM başta olmak üzere bütün dünya Yemen trajedisinin çözümü noktasında hiçbir adım atmamaktadır. Müslüman olmayan ülkelerde en küçük çatışmalara dahi müdahale edip önleyen uluslararası (!) örgütlerin Müslümanın canı, kanı, namusu söz konusu olduğunda üç maymunu oynamaları insanlığın geleceği adına çok içler acısı bir durumdur. 

BM, UNICEF… gibi egemen güçlere hizmet eden örgütlerin Müslümanların yaşadığı trajedilere kör, sağır kesilmelerini bir nebze anlayabiliyorum da insanların kilo vermek için midelerine kelepçe taktırdığı bir zamanda boğazlarına kelepçe takarcasına çocukları açlığa mahkûm eden Müslüman (!) liderler, ülkeler beni kahrediyor. 

Ümmete aşkı, hasreti, ahde vefayı öğreten Veysel Karani’nin memleketi Yemen birlik ve beraberliğimizin merkezi olması gerekirken kardeş kavgasının mezhep savaşlarının odağı olmayı hak etmiyor. Bu acımasız savaş Haremeyn’in emanetçisi konumundaki Suud ailesine ve köklü bir medeniyetin devamı olan İran’a yakışmamakta ve anıldıkları sıfatlar ile bağdaşmamaktadır. 

Yemen’de gözlerinin önünde gerçekleşen ölümlere kayıtsız kalmanın da ötesinde bu durumu yok sayarcasına zevk-ü sefa içinde olmaları vaziyetin garabetini açıkça ortaya koymaktadır. İslam beldelerinin, inancımızın “Mü’minler ancak kardeştirler”, “Bir Müslümana kardeşinin kanı da malı da helal olmaz.”, “Dağlara buğday serpin, Müslüman ülkede kuşlar aç demesinler” buyruklarından bihaber kişi ve ailelerin tahakkümünde oluşu içimizi acıtmakta ve manzara böyle iken düşmana ne gerek var dedirtmektedir. 

Yaşanan savaş her ne kadar mezhep savaşı gibi gözükse de küresel silah sanayisi ve bunların dünyaya pazarlanmasının sahadaki yansımaları olduğunun elbette farkındayız. Müslümanları birbirine kırdırarak kanlı ekonomilerine pazar oluşturan ülkelerin oyununa gelmek ne kadar acı! 

Maalesef tarih bu trajediye acı bir şekilde tanıklık etmektedir. Dinimiz mazlumun dinini gözetmeksizin yardımına koşmayı ayet ayet, hadis hadis muştularken Yemen’in, Suriye’nin, Irak’ın, Somali’nin, Arakan’ın… egemen dünya tarafından ölüme terkedilmesi bir kez daha mazlumların hamiliğinin tek adresinin Türkiye olduğunu göstermektedir. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın G20 Liderler Zirvesi’nde “Dört yıla yakın süredir derinleşerek devam eden Yemen krizine artık acilen çözüm bulunması gerekiyor. Dünyanın çok ama çok sessiz kaldığını görüyoruz. Bu ülkede yaşanan insani kriz sadece Müslümanların değil insanlığın tamamının yüreğini burkacak boyuta ulaşmıştır” sözleri inanıyorum ki Yemen trajedisinde sonun başlangıcı olacaktır. Açlığı, susuzluğu ve yoksulluğu dünya gündeminden kaldırmak BM’nin beşlisinin kan ve gözyaşı siyasetiyle değil ancak Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın üstlendiği misyon ile mümkün olabilecektir. 

Biz dünyada ezilen, üzülen ve incitilen coğrafyalardaki mazlumlara ses ve nefes olma noktasında ezelden ebede karar kılmışız. Bütün inanç ve ideolojiler bir yana, bunu insan olmanın bir gereği olarak görmekteyiz. Tolstoy’un da en bedî şekilde ifade ettiği üzere, “Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.” 

Merak Ediyorum? 

Özellikle Müslüman ülkelerde son yıllarda yaşanan savaş ve iç gerilimler nedeniyle kaç çocuk öldü? Kaç çocuk ömrünün geri kalanını engelli olarak yaşamak zorunda bırakıldı? Kaç çocuk öksüz ve / veya yetim kaldı? Kaç çocuk açlığın pençesinde yaşam savaşı veriyor? BM, UNICEF bunların sayısını biliyor mu, önlemek için ne yapmaktadır? 

Sağlık ve afiyet içinde kalınız. 

Cevdet Erdöl Diğer Yazıları