Avrupa'nın en iyi forvetlerinden birini transfer etmişsin, yanındaki isim en az onun kadar kaliteli. Orta sahanda milli takımlarının en kritik oyuncuları var, defansın tek tek isimlere baktığında geçilmez kale gibi… Kaleci transferin bir önceki sezonun gözdelerinden. Kanatlarından Gökhan ve Caner gibi iki dinamik isim var.
Evet Fenerbahçe’den bahsediyorum. Ama 2015-2016 sezonunun Fenarbahçesi’nden.
Takımın ideal kadrosu şöyle; leride Van Persie, hemen arkalarında Portekizli Nani, Sırp Markovic, 10 numara pozisyonunda Diego. 6-8 mevkiinde Mehmet Topal, Ozan Tufan. Sol bek Caner, sağ bek Gökhan Gönül. Stoperlerin Alves ve Kjaer. Kalede Volkan Demirel, yedeği Porto’dan gelen Fabiano.
Kulübede de Meireles, Josef de Souza, Mehmet Topuz, Stoch, Alper Potuk, Volkan Şen, Mousa Sow, Fernandao, Abdoulaye Ba gibi çok yetenekli isimler var.
O dönem iki 11 yazıp, “Bu Takım Türkiye’ye fazla” manşetleri atılıyor.
Düşünün yani Fenerbahçe lehine esen rüzgarı.
Peki hoca kim? Bir sene önce Olympiakos’u Yunanistan şampiyonu yapmış, Yunanistan Kupası’nı kazandırmış Vitor Pereira… Üstelik CV’sinde göz kamaştırıcı bir Porto performansı da var.
Ama kadro kalitesi, alternatifi ilaç olmuyor… O sezon F.Bahçe ligin ilk 10 haftasında 21 puan toplayıp 3. sırada yer alırken, ligi şampiyon Beşiktaş’ın 5 puan gerisinde tamamlıyor.
Fatura da Pereira’ya kesiliyor… 14 ay sürüyor Türkiye serüveni.
Derdim bir imada bulunmak değil… Ama Siyah Beyazlılar’ın haklı galibiyetiyle biten derbi sonrası yaşanan tartışmalara bakınca bu örneği hatırlatmadan geçemedim.
Kuşkusuz derbi mağlubiyeti Erol Bulut’a yazdı, yazmalıydı. Ki bundan sonra alınacak her kötü sonuç da onun hanesine eksi olarak yazacak. Çünkü hem yönetim hem taraftar bir kez daha “Bu takım Türkiye’ye fazla” manşeti attıran o psikolojiyi yaşıyor.
Yani bu atmosferde tek açık hedef Erol Bulut’tur. Erol Hoca’nın derbiden çıkaracağı en önemli derslerden biri de kadro zenginliğinin ‘iki ucu keskin bıçak’ yarattığını görmek ve tercihlerini daha tutarlı hale getirmek olmalıdır.