Yazarlar

Vedat Bilgin tüm yazıları

Türk ordusunun Fırat’ın doğusunda ilerlemeye başlamasından en fazla rahatsızlık duyanlar arasında Avrupa ülkelerinin, özellikle de Fransa ve Almanya’nın başı çekmesinin tesadüf olma ihtimali nedir? Yıllardır derin çalışmalar yaparak, etnik ve mezhepsel temelde Türkiye’yi hedef haline getiren bu ülkelerin, bu coğrafyaya için bir gelecek tasarımı hazırladıklarını gösteren birçok olay vardır. 

Milletlerin, ırki topluluklar olmadığı, her etnik topluluktan bir millet meydana getirme fikrinin Hitler’i bile kıskandıracak bir ırkçı anlayışı temsil ettiğini, herkesten önce Fransızların bilmesi gerekmez mi? Elbette bilmediklerinden değil. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yeryüzünde bütün milletler farklı etnik topluluklar, farklı ırkı veya dini gruplar çeşitli yollardan geçerek, ortak bir kültür ve siyasal birlik halinde örgütlenerek ulus/devlet haline gelmişlerdir. Kısaca Avrupa ülkeleri de, milletleşme süreçlerinde oluşmuş ‘ulus/devlet’ yapısına sahip oldukları için etnik-dini ya da kökeni farklı insanların bir arada oldukları ülkelerdir. 

ULUS/DEVLET KİM? 

Buradaki sorun şudur: Avrupalılar kendilerinin de yaşadığı bu farklılıkları milletleşme sürecinde aşarak ortak bir ‘milli kimlik’ sahibi olma durumunu, bize uygun bulmamaktadırlar. Oysa Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halk yani Türk milleti, Türkmenleriyle, Kürtleriyle, Zazalarıyla, Tatar ve diğer etnik topluluklarıyla büyük bir imparatorluk tarihi içinde ortak bir kültüre sahip olmuşlardır ki bu ortaklık zemini Avrupa’da gerçekleşen milletleşme süreçlerinden, ulus/devletlerden daha köklü bir geleneğe dayanmaktadır. 

Yıllardır Batılı başkentlerde yapılan Türkiye karşıtı siyasetin merkezinde yer alan, Türk-Kürt karşıtlığı oluşturma, ayrıştırma çabası, bugün ‘neden Türkiye terör örgütleriyle çarpışıyor’ değil de ‘Kürtlerle çarpışıyor’ söyleminin de kaynağını göstermektedir. Bölme senaryoları ABD’nin devreye girip, kontrolü ele almasına kadar Avrupa için hep kendi projesi olarak görülmüştür. ABD’nin kontrolü ele alması bu konuda onun da hazırlıksız olmadığını gösterdiği kadar, fiili duruma müdahil olma konusunda Avrupa’dan daha ‘dinamik’ olduğunun da ifadesidir. 

BARIŞ UZAK MI? 

ABD’nin PKK/PYD’ye binlerce TIR silah göndermesi Avrupa’nın başlangıçta kontrol elden gidiyor endişesinin dağılmasına yol açmış; Türkiye’nin etnik temelde ayrışacağı, böylece Avrupa’nın karşısında zayıf bir siyasi güç olarak kalacağı beklentisini artırmıştır fakat bugün durum farklıdır. 

Siz bakmayın ‘PKK/PYD Suriye rejimiyle anlaştı, Rejim Türkiye ile karşı karşıya gelecek’ iddialarına; ‘IŞİD ne olacak türünden’ soruları ciddiye almayın çünkü Türkiye bir stratejik hamle yaparak, Batı’nın oyununu tarihin rafına kaldırmış bulunmaktadır. Suriye rejimi, ülkesinin hâlâ üçte birini ABD’nin kiralık elemanı olan PKK/PYD lejyonerleriyle işgal altında tutan katillerle neyin işbirliğini yapacak da Türk ordusunun karşısına çıkacak? Buna Rusya evet der mi? Bu spekülasyonları bir tarafa koyup, kurulmakta olan güvenli bölgenin aynı zamanda Suriye’nin bütünlüğüne giden yol olduğunu, Batı buradan sökülüp atılmadan bu sorunun çözülemeyeceğini görmek gerekir.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları