Yazarlar

Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

vedat.bilgin@aksam.com.tr

Stratejik hamlede S400

Vedat Bilgin tüm yazıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD seyahatinde yaşananlar, Türkiye’nin nasıl bir tarihsel aşamaya geçtiğinin adeta özet bir anlatımı gibidir. Erdoğan-Trump görüşmesinin bütün dünya medyasında birinci haber olması, başta ABD’nin ünlü televizyonlarında ve İngiltere’nin BBC kanalında olmak üzere naklen yayınlanması tesadüf olabilir mi? 

Yıllar yılı Türkiye’den hangi düzeyde hangi devlet adamı giderse gitsin, İster Cumhurbaşkanı, ister Başbakan ABD’ye gitmiş olsun toplantıların diplomatik nezaket sınırları içinde bile çok önemsendiğini görmek zordur;  hele hele bu ziyaretlerin ABD ya da Avrupa medyası tarafından fark bile edilmediğini düşünürsek, bugün durumun tamamen değişmiş olmasını nasıl açıklamak gerekir? 

STRATEJİK HAMLE NEDİR? 

Artık tartışılmayacak kadar ortaya çıkmış bir durumu tespit etmek gerekir: Bunlardan ilki, Batı’nın Türkiye’ye bakışının Soğuk Savaş sonrası tamamen değişmiş olmasıdır. Bu bakımdan Türkiye stratejik bir müttefik olmak yerine Batı açısından kontrolde tutulması gereken, küresel siyasetinde ancak yanında yer alma ‘zorunda’ olan bir ülke olarak görülmektedir. İkinci husus, Batı’nın yeni Ortadoğu siyasetinde Türkiye bir aktör değil, bu siyasetin sonuçlarına rıza göstermek durumunda olan bir ülke olarak görülmektedir; çünkü stratejik ortak İsrail’dir dahası bu ülkenin takip ettiği Siyonist siyasettir. Üçüncüsü, Batı küresel dinamiklerin meydana getirdiği değişim dalgasının doğunun yükselişine yol açtığının farkındadır, bu sebeple Ortadoğu’yu kaybetmemek için bu bölgenin siyasi haritasını yeniden çizmeyi bir hedef haline getirmiş bulunmaktadır. Dördüncüsü, yeniden çizilecek haritada güçlü devlet yapılarının oluşumuna müsaade edilmeyerek, etnik/mezhepsel temelli parçalı yapıların kurulması planlanmış bulunmaktadır. 

Türkiye bu stratejiyi kabul etmediği için Batı tarafından muhtelif baskılara, üstelik terör örgütleri üzerinden saldırılara maruz bırakılmış bir ülkedir; bir anlamda cezalandırılmak istenmektedir. Burada NATO’nun caydırıcılığını, savunma desteğinin nerede kaldığını, NATO üyesi bir ordunun askerine yapılan saldırının bu kuruluşa yapıldığını sormanın bir anlamı olur mu? 

HESAP BOZAN SİYASET 

Bu ülkenin, PKK/PYD, IŞİD terör örgütleri tarafından kuşatılmaya çalışılması, terör eylemlerinin ülkenin içine yönelmesi, Suriye sınırından füze saldırılarında bulunulması karşısında Batı tarafından yalnız bırakılmakla kalmayıp, terör örgütüne binlerce TIR silah verilmesi, Batı siyasetini kabul etmeyen Türkiye’yi doğrudan cezalandırma maksadını taşıdığı açıktır. Türkiye’nin buna boyun eğmesi elbette mümkün değildi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın son ziyareti ABD’nin bütün rahatsızlığının Türkiye’nin verdiği stratejik cevapta düğümlendiğini açıkça ortaya koymuş bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin tarihi yürüyüşünde Batı’yla ilişkilerini bağımlılıktan çıkaran, çok boyutlu bir dış politika stratejine yönelirken yeni bir hamle olarak S 400’ü devreye sokması, Türkiye-Rusya arasında yapılan ittifak NATO’ya karşı bir alternatif olmanın ötesinde küresel dünyanın çok kutuplulaşma sürecine uygun bir cevaptır. Dünya gündemini belirleyen üç liderden birinin Türk Cumhurbaşkanı olması boşuna değildir.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları