Yazarlar

Vedat Bilgin

Vedat Bilgin

vedat.bilgin@aksam.com.tr

Ekonomide yükselme eğilimi

Vedat Bilgin tüm yazıları

Arka arkaya açıklanan verilerin ekonomide olumlu bir eğilime işaret etmesi hem piyasalarda hem de doğrudan sektör temsilcilerinin beklentilerini, gelecek ümitleri artırmış bulunmaktadır. 

Ekonominin birçok uzmanın(!) beklentisine, hatta kriz kehanetlerine rağmen erken toparlanmasının sebeplerinin üzerinde durulması lazımdır. Türk ekonomisine operasyon için düğmeye basanların, derecelendirme kuruluşları da dâhil,  bu gelişmeleri içerdeki birçok ekonomi yorumcusundan daha erken görerek tavır değiştirmeye başladıkları, tahminlerinde düzeltmeler yaptıkları ortadayken, hâlâ kriz bekleyenleri ise ciddiye almamak en iyisidir. 

ÜRETİMİN GÜCÜ 

Peki, ekonominin erken bir biçimde hızla toparlanma sürecine girmesinin sebepleri nelerdir? Birçok sebepten söz edilebilir. Bunlardan ilki, Türkiye’nin reel sektörünün yapısıyla ilgilidir. Burada Türk sanayisinin dinamizmini anlamadan Türk ekonomisi üzerinde spekülasyon yapanların yanılmasının kaçınılmaz olacağını belirtmek isterim. 

Nitekim yeni açıklanan 2019 sanayi üretim verileri sanayinin 2019’un son çeyreğinde % 5,8 büyürken yıllık bazda % 5,6 büyüdüğüne işaret etmektedir. Bu veriler içerisinde çok anlamlı olan alt bir gösterge ise imalat sanayiindeki büyümenin % 9,1; ara malı üretiminin % 10,6; yatırım mallarındaki artışın ise % 12,4 olmasıdır. Türkiye sanayi üretiminde bu başarıları elde ederken AB ülkelerinin üretimdeki yıllık düşüş ortalamasının % 3,6 olduğunu hatırlamak lazımdır. 

Veriler aslında gerçeğin sadece bir boyutuna işaret etmektedir. Türk ekonomisi üretimle büyümektedir fakat işin görünmeyen tarafı sanayinin sadece iç pazarla değil, ihracatla kendisine mahreç yaratma becerisiyle ve giderek küresel ölçekte rekabet şartlarında bir teşebbüs kabiliyetine sahip üretim becerisiyle, niteliksel bakımdan kazandığı konumla ilgilidir. Bunda girişimcinin, mühendisliğin ve emeğin kısaca üretim gücünün rolü vardır. 

YÖNETİM İRADESİ 

Ekonominin yükselme eğilimine girmesinin diğer önemli sebebi ise doğrudan takip edilen iktisat politikaları ve ekonomi yönetimiyle ilgilidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizlerin maliyet etkisi dolayısıyla enflasyonist bir sonuç meydana getireceğine dair ısrarı, ekonomi yönetiminin üretimi teşvik edecek, reel sektörü özellikle orta ölçekli işletmelerin üretim kabiliyetlerini güçlendirecek kredi politikalarıyla birleşince, ‘ithalata dayalı büyüme’ kapılarını kapatan tedbirlerle birlikte çarkların dönmesi hızlanmaya başlamıştır. 

Burada Ekonomi Bakanı Berat Bey’in para kredi yönetimi ve özellikle Türk parasına dönük operasyonları kolaylaştıran, finansal işlemler yoluyla, döviz manipülasyonlarına açık kapıları kapatmasının, ekonomi yönetimindeki dağınıklığı kaldırıp koordinasyonu sağlamasının kısaca ekonomi yönetiminin rolünü görmek gerekir. 

Türk ekonomisinin döviz üretemediği dönemlerden kalan alışkanlıkların, korkak tutumların, ekonomik yorulama biçimlerinin artık değiştirilmesi lazımdır. Döviz fiyatları fırlayacak diye faize ya da devalüasyona dayalı politikalar artık geride kalmıştır. Cari açıksız büyüme yolunun daha da ileriye taşınması için yeni bir döneme geçiyoruz, bunu derinleştirmek, sürdürmek zorundayız. 

Vedat Bilgin Diğer Yazıları