Yazarlar

Vedat Bilgin tüm yazıları

Amerika’da polisin vahşice katlettiği siyahi Floyd’un arkasından başlayan protestoların orada bitip tükenmeden, bu defa neredeyse bütün sömürgeci Batı dünyasına yayılmış olması çok anlamlıdır. Özellikle olayın, sömürgeciliğin başkenti Avrupa’da giderek farklı bir boyut kazanması ise oldukça önemlidir.

Yıllar önce Fanon’u okuduğumda o zamanlar belki bir düşünce olarak belki de öfkeden ‘birgün bu dünyanın lanetlileri ayağa kalkıp Batının kalbinde yürüyerek Batılı Beyaz Adamın yüzüne karşı bu vahşetin hesabını sorabilirler mi’ diye çok düşünmüş, etrafımdakilerle konuşmaya çalışmıştım. Çalışmıştım diyorum, çünkü bizim ülkemizde bile ‘Batının kutsallığına’ öyle inanılıyordu ki o zamanlar bu tür şeyleri düşünmek de tartışmak da kolay değildi. İnanır mısınız bilmem; üniversite hocaları arasında dahi neredeyse ‘Medeniyetten uzak o adamları almışlar, Batı ülkelerinde yaşama şansı vermişler, ne hesap sorması’ diyenlerin sayısı az değildi.

GÜN DÖNDÜ

Evet, artık zamanın ruhu değişmiştir; Batının mutlak üstünlüğü, o üstünlüğü kuran zihin dünyasının sefaleti bütün çıplaklığıyla ortaya dökülmüştür. Afrika’nın, Asya’nın, Ortadoğu’nun sadece yer altı yer üstü zenginliklerini değil insanlarını gemilere doldurup esir pazarlarında satan, madenlerde çiftliklerde en ağır şartlar altında sömüren, kesik damarlarındaki kanı emen, bütün kültürel varlığını parçalayıp tahrip eden Batılı Beyaz adamın vahşetini, cinayetlerini kimse, bilhassa o alınıp satılan, ülkeleri yağmalanan insanların çocukları unutmamışlardır.

Bu olayların şiddete dönüşmemesi, başka insanlara zarar vermemesi ne kadar gerekli bir hassasiyet ise, bu eylemlerin hedeflerinin sömürgeciliğin sembolü olan isimlerin heykellerine yönelmesi de o kadar değerlidir.

O sömürgeciliğin simge isimlerinden biri olan Churchill’in torunu, hükümetinden dedesinin heykelini meydandan kaldırılarak ‘müzede korunmasını’ istemiş. Aslında bu durum dün sömürgeciliğin yağması üzerinde yükselen bugün emperyalist mekanizmalarıyla ayakta duran Batı uygarlığının dayandığı dünya görüşününyarın nerede yaşayabileceğini göstermektedir.

DÜNYANIN LANETLİLERİ

Batılı beyaz adam için, sadece siyahlar değil, rengi ne olursa olsun Batılı olmayanlar dünyanın lanetlileridir; onlar medeniyet görmemiş ya barbarya da vahşilerdir. Çünkü onlara göre medeniyet tekti ve o da sadece Batıya aitti. Uzun süre bu anlayışa kimse itiraz dahi etmemiştir. Batılılaşma anlayışı, batı dışı toplumların kendi kendilerini sömürgeleştirme ideolojisi olarak farklı kültürlerin bütün direncini kırdığı için, yapılan itirazlar da gönüllü sömürge zihniyetinden dolayı uzun süre kimsenin üzerinde durduğu bir şey olmamıştır. Bugün, küresel dalganın yükselmesi karşısında, batılı olmayan kültürlerin çocukları Batının kalbinde ayaktadırlar, çünkü küreselleşme Batının kâbusu olmaktadır.

Bu bağlamda bizde yüz yıl önce Sait Halim Paşa’nın Ziya Gökalp’in yakın dönemde Cemil Meriç’in, Erol Güngör’ün, Nurettin Topçu’nun bakış açıları farklı bir medeniyetin çocuklarının özgüvenini yansıtmaktadır. ‘Uzakta değil burada bir medeniyet mirası var ve sahipsiz değildir’ demektedirler.

Vedat Bilgin Diğer Yazıları