Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

Libya'da ve Doğu Akdeniz'de oldubittiler 

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

Önümüzdeki sene Libya’yı sıkça konuşacağız. Aslında 2012 senesinden beri farklı gündemlerle Libya sıcaklığını korumaktaydı. Kaddafi’nin devrilmesinden bugüne Türkiye Libya’nın yeniden inşası için yatırım yapmaktaydı. Hem fiziki inşa hem de siyasi ve güvenlik mimarisinin yeniden inşası için Libyalı muhataplarına destek vermekteydi. Bu anlamda birçok aktör Libya’yı bölmek ya da tekrar istikrarsızlığa sürüklemek için yatırım yaparken, Türkiye Libya’nın istikrarı ve normalleşmesi için yürütülen çabaların merkezinde yer almaktaydı. 

Fakat tıpkı Mısır’da olduğu gibi Libya’da da istikrarı ve temsil gücünü artırma çabaları bir askeri darbeyle durdurulmak istendi. Bir CIA kaynağı olan Hafter tam burada devreye girdi. Hem bölgesel hem de küresel birtakım aktörlerin desteğiyle ülkeyi ele geçirmek için çıktığı yolda ülkeyi bölerek bir belirsizliğe sürükledi. Altının çizilmesi gereken bir husus,  bütün bu darbe girişiminin BM’deki Libya mutabakatının aksine gerçekleşmesi, buna rağmen BM’nin kendi meşruiyetini korumak için hiçbir çaba ortaya koymamasıydı. Hatta çoğu zaman BM kendi tanıdığı meşru hükümetin yerine darbeci Hafter’i muhatap almayı tercih etti. BM Genel Sekreteri Libya’yı ziyaret ederken, Hafter Trablus’a karşı, yani BM’nin tanıdığı meşru hükümete karşı saldırı başlattı. 

Libya’nın Hafter darbesiyle ele geçirilme çabasının bir ayağı Doğu Akdeniz. Doğu Akdeniz’de İsrail-Mısır-Yunanistan üçlüsünü gerçekleştirmeye çalıştığı oldubittilerin garantörlerinden bir tanesi Libya olarak görüldü. Libya’nın da bu ittifaka dahil edilmesiyle Türkiye, Doğu Akdeniz’de tamamen çevrelenecekti. Türkiye Libya meşru hükümeti ile imzaladığı mutabakatla bunu engellemiş gibi gözüküyor; fakat Libya’daki statüko cephesinin oyunları bitmiş değil. Hem Doğu Akdeniz’deki planlar için hem de Arap Baharı sürecinin tabutuna son çiviyi çakmak için Hafter’e verdikleri desteği artıracaklar.  

 Türkiye ise hem Doğu Akdeniz’deki oldubittileri engellemek hem de meşruiyeti savunmak için Libya ile olan askeri ve güvenlik mutabakatı çerçevesinde Libya’ya desteğine devam edecek. Zira Libya’ya verilen destek sadece Libya’ya verilen destek olmaktan çoktan farklı bir boyuta evrilmiş durumda. Hal böyle olunca  statüko cephesinin, Türkiye’nin mutabakat gereği Libya’ya desteği artırma teklifini bir blöf olarak değerlendirmemesi lazım. Türkiye Doğu Akdeniz’de de onunla ilintili olarak Libya’da da oldubittilere müsaade etmeyecek. Başarısızlığa uğrayan Trablus’u işgal girişimini kulaklarına küpe yapsınlar.  

  

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları