Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

Küresel sistemde reform gündemi

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

BM Genel Kurulu bu sene Covid-19 sebebiyle ilk defa çevrimiçi olarak yapıldı. Birçok lider her seneki hitaplarına benzer, kapsamı yerelle sınırlı hitaplar yaptı. ABD Başkanı Trump bile Amerikan kamuoyunca iç politikaya girmekle eleştirilen bir konuşma yaparken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hitabının içeriği ve kapsamı oldukça kayda değerdi. Aslında Sayın Cumhurbaşkanı her sene benzer kapsamda hitap yapmakta; değişen tek şey yıllar geçtikçe Türkiye’nin bahse konu küresel meselelere ilişkin rolünün güçlenmesi, söylediklerinin değerlenmesi ve merkeziliğinin artmasıdır.

İçerisinde BM sisteminde reform çağrısından çok taraflılığın güçlendirilmesine, Suriye ve Libya gibi bölgesel meselelerden ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam karşıtlığı ve antisemitizm gibi, mülteciler gibi küresel sorunlara kadar geniş yelpazede meselelerin yer aldığı hitap oldukça değerli. Bu temelde iki şeyi göstermekte: Bir, Türkiye’nin dış politikasının küresel gündemlere sahip olduğunu; iki, Türkiye’nin küresel gündemlere ilişkin söyleyecek sözü olduğunu.

Bu durum aynı zamanda hitabın merkezinde yer alan BM sisteminin reform edilmesi çağrısına da farklı bir anlam kazandırmakta. 2020 dünyası BM sistemini var eden İkinci Dünya Savaşı şartlarından oldukça farklı dinamik, denge ve aktörlere sahip. Beden büyür, uzuvlar farklı oranlarda genişlerken, eski kıyafetler bu beden artık dar gelmekte. Küresel sistemi 2020 şartlarıyla yeniden şekillendirmek büyük bir ihtiyaç. Çünkü BM sistemi bir süredir sorunları çözmek bir yana, sorunların parçası olmuş durumda. Bürokrasi, rekabet, kutuplaşmalar BM sistemini atıl bırakırken, gözleri BM’den gelecek desteğe çevrili olan masum insanların maalesef beklentileri boşa düşmekte.

Aynı şekilde diğer çok taraflı kuruluşlardaki anlam ve işlev kaybı da kayda değer. Sayın Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi küresel meseleler, küresel çözümler ve inisiyatifler beklemekte. Tek taraflı adımlarla bu sorunlara çözüm bulmak imkânsızken, uluslararası toplumun yapması gereken yapısal dönüşümlerle bu kuruluşlara işlev ve etkinlik kazandırmak olmalı. Kısır ve miyopik gündemlerin, küresel ve bölgesel sorunların çözümü konusunda atılan inisiyatiflerin önüne geçmesine müsaade edilmemeli. AB ölçeğindeki bir birliğin bölgesel politikalarının 1 milyonluk GKRY’nin şoven politikalarına esir edilmesi gibi, BM’nin de beş daimi üyenin siyasi gündemleri tarafından esir alınması mevcut sorunların çözümsüzlüğünü açıklar nitelikte.

Geçen seneler Türkiye’nin sistematik olarak yaptığı reform çağrılarının önemini ve anlamını daha da artırmakta. Gün geçtikçe bu çağrılar yankı bulmakta. Direnç elbet var ve büyük; fakat büyük olduğu kadar kaçınılmaz da. 

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları