Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

İnisiyatif alan Türkiye, izleyici Batı

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

Suriye krizi değişik merhalelerden geçti. Çözüm için fırsat penceresi gün geçtikçe daralırken, aslında tüm hikaye kaçırılan fırsatlar üzerine kurulmuştu. Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki Türkiye dışında neredeyse hiçbir aktör Suriye krizinin insan merkezli olarak çözümü için uğraşmadığı gibi böyle bir gündeme de sahip olmadı. Krizin başlarında hatta ortalarında atacakları küçük adımlarla yüz binlerce sivilin hayatını koruyabilecek aktörler, Suriye’yi sadece bölgesel ya da küresel rekabet bağlamında ve sonuçları kendilerine dokunduğunda gündemlerine aldılar. Geç kalmış ve küçük adımlar attılar. Sorumluluktan kaçtılar. Bolca söz sarf ettiler, sözle ‘ahlaki üstünlüğe’ sahip oldukları düşüncelerine daldılar.

Bazıları ise Suriye’de üç maymunu oynamaya devam ettiği gibi hem kendi güvenlik mülahazaları hem de Suriyeli sivillerin selameti için canhıraş çaba gösteren Türkiye’yi günah keçisine çevirmeye çalıştı. Çünkü Türkiye net bir şekilde bu aktörlerin ahlaki çöküntüsünü, inisiyatif yetersizliğini, Makyevelli’ye rahmet okutacak derecede çizdikleri zikzakları, terör örgütleriyle işbirliklerini afişe ediyor. Tek başına Suriye’de insanlığın yükünü çekiyor. Tek başına uluslararası kurumların anlamını koruyor.

Bahar Kalkanı bu çerçevede bir haftada oluşturduğu yeni gerçekliklerle senelerdir devam eden Suriye paradigmasında ciddi kırılmalar oluşturdu. Örneğin Obama döneminde sıkça abartıyla dillendirilen Suriye hava sistemi miti Türkiye tarafından çökertildi. Kendi milli imkanlarıyla Türkiye, Rus yapımı birçok hava savunma sistemini etkisiz hale getirdi. Suriye rejiminin uçakları Türk SİHA’ları ve F-16’ları karşısında tabiri caizse kaçacak delik aradı. Birer birer vurulan rejim uçakları çareyi havaalanlarına geri dönmekte buldu. Türkiye’nin cevabı ise bu havaalanlarını hedef almak oldu. Uluslararası toplum Türkiye’nin milli imkanlarıyla gerçekleştirdiği bu operasyonun bir benzerini 2012 yılında Suriye’nin genelinde yapsaydı, ne DEAŞ’tan ne PKK’dan ne göçmen krizinden ne de yüz binlerce yaşam kaybından bahsediyor olacaktık.

Türkiye sahada insani operasyon yürütürken diğer taraftan da bunu askeri imkanlarıyla takviye etti ve nihayetinde rejimi ateşkese zorladı. Ruslarla müzakere ederken tüm Batı dünyası izleyici konumdaydı. Bu şartlar altında inisiyatif almayan, izleyicilikten öteye geçemeyen, kendilerini doğrudan ilgilendiren mülteci meselesinde dahi Türkiye’nin inisiyatifine destek çıkmayan Batı dünyasının, özellikle de Avrupa’nın içinde bulunduğu krizi sorgulaması lazım. Eksikliklerini, tutarsızlıklarını artık hiçbir şey kapayamaz oldu.  

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları