Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

Güvenli bölgeye doğru mu?

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

Suriye’de bir güvenlik/barış koridoru fikri yıllardır tedavülde. Türkiye bu fikrin en istikrarlı savunucusu olageldi. Bu fikrin dayandığı iki temel motivasyon/fayda var. Birincisi Suriyelilerin ülkelerini terk etmeden, kendi ülkelerinin sınırları içerisinde yaşayabilecekleri bir alan yaratmak. Bu başarılabilseydi zamanında milyonlarca Suriyeli dünyanın dört bir tarafına dağılmayabilir, düzensiz insan hareketliliği sebebiyle karşı karşıya olduğumuz tartışmalar zuhur etmeden gündemden düşebilirdi. Sadece uçuşa yasak bölgelerin kurulması bile göç mefhumunu hatta Suriye iç savaşının gidişatını kökünden değiştirebilirdi. Güvenli bölge fikrine yatırım yapılmaması, çatışmaların durması için bürokratik girişimleri ötesine geçilmemesiyle birleşince onlarca ülkenin Suriye algısının tepesine göç ve mülteciler yerleşti. 

İkincisi ise Suriye’deki çatışmaların terör yoluyla dünyaya ihracının engellenmesi. Türkiye güvenli bölge oluşturmak suretiyle otorite boşluğu yaşanan Suriye coğrafyasının bir terör merkezine dönüşmesinin önüne geçmeye çalıştı. Özellikle PKK ve DEAŞ gibi örgütler bu otorite boşluğundan fazlasıyla istifade ederek Suriye’yi bir radikalizasyon ve terör ihracı sahasına çevirdiler. Aynı zamanda demografik değişikliklerle radikal ve köhne ideolojilerini yerel halka zorla kabul ettirecekleri bir alan yaratma gayretine girdiler. Bu bölgelerde edindikleri terör tecrübesini Suriye’ye komşu ülkelere ve ötesine taşıdılar. 

*** 

Türkiye ile ABD arasındaki fikir ayrılıklarından birisi güvenli bölge meselesi olageldi. Obama döneminden itibaren ayak direyen ABD, ancak DEAŞ’la mücadele ‘adına’ PKK-YPG için bir güvenli bölge oluşturma fikrini fiiliyata döktü.Ayn’el-Arab sonrasında fiili bir uçuşa yasak bölge kurdu, Esed-Rus uçakları bu bölgelerde saldırılara girişemediler. Diğer bölgeler ise hava saldırıları sebebiyle dümdüz edildi, yüzbinlerce sivil hayatını kaybetti, milyonlarcası evlerini terk etti.  

Trump’ın bu fikre sıcak bakması ABD politikalarındaki en net değişiklikti. Fakat bürokrasi Trump’ın fikrinin altını oymak için büyük çaba gösterdi. Münbiç’te denenen güvenli bölge prototipi yine askeri bürokratik sabotaja takıldı. Son olarak varılan mutabakatla ise Türkiye’nin Fırat’ın doğusu için istediği kriterlere yakın bir anlayış ortaya çıkmış gibi görünüyor. Elbette Trump’ın duruşu fark yarattı fakat daha da önemlisi ABD tarafının Türkiye’nin blöf yapmadığına dair vardığı anlayış, askeri bürokrasinin direncini kırmış gibi görünüyor

Bundan sonra ABD’nin muhatabı, Münbiç’te deneyimlenen ve sınıra yığdığı çok sayıda ve harekata hazır askerle Fırat’ın doğusunu terörden temizleme konusunda net olan bir Türkiye. Baskı Türkiye’nin değil, ABD’nin üzerinde… 

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları