Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

Doğu Akdeniz nasıl kurtulur?

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

Artık Doğu Akdeniz dediğimizde iç içe geçmiş birçok meseleden bahsettiğimiz aşikar olmuştur. Daha önceleri Kıbrıs meselesi merkezli ilerleyen Doğu Akdeniz tartışmaları, bir süredir içerisinde Libya’yı, hidrokarbon paylaşımını, İsrail’in bölgesel politikalarını, Mısır’ın statükocu siyasetini, Yunanistan’ın iç politika girdabındaki dış politikasını, Avrupa Birliği’nin Rum Kesimi’ne ve ABD’nin İsrail’e ipotek ettiği bölgesel yaklaşımlarını barındırıyor. Tekil çözümler artık iktifa etmeyecek. Meşhur tabirle Doğu Akdeniz’de bir ‘grand bargain’ (büyük pazarlık) yapılması neredeyse zorunlu hale geldi

Şimdiye kadar Türkiye’nin Doğu Akdeniz’i başkaları istiyor diye kendi haline bırakmayacağı anlaşılmıştır herhalde. Zira Türkiye istikrarlı bir şekilde hem bunu dile getiriyor; hem de Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını korumak için neleri göze alabileceğinden kesitler sunuyor. Kaldı ki bahsettiğimiz kesitler Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan hakları çerçevesinde sunuluyor. Türkiye garantör ülke olarak Kuzey Kıbrıs’ın haklarının ihlal edilmesine ve Rum Kesimi’nin AB’nin verdiği açık çekle kafasına göre hareket etmesine müsaade etmeyecek. Aynı zamanda mikroskobik adaların, emsal kararların aksine kara devleti olan Türkiye’nin deniz yetki alanlarını yutmasına da doğal olarak izin vermeyecek. İç siyasetin yönlendirdiği Yunan maksimalizminin ayağının yere basması için Türkiye’nin daha hangi kesitleri sunması lazım?  

Doğu Akdeniz’de ortak çıkar enerji kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılması. Türkiye bu konuda bölgesel lider. Daha da önemlisi hayata geçirilmeye çalışılacak her projenin de kilit aktörü. Türkiye’ye siyasi baskı kurma amacı dışında hiçbir rasyonalitesi olmayan EastMed gibi projeler, Türkiye’yi dışlayabileceğini düşünen aktörlerin ve Rum Kesimi’nin ayağı yere basmayan bölgesel politikalarının çaresiz bir dışavurumu. Kapalı kapılar ardında hatta alenen bu konudaki tek yolun Türkiye’yle işbirliği olduğunu matematik bilen herkes söylüyor. Buna rağmen başvurulan siyasi baskı araçları ve ‘hayali ihracatçıları’ hatırlatan proje ilan seremonileri herkese gereksiz yere zaman kaybettiriyor.  

Türkiye’nin her zaman dillendirdiği gibi, bu havzayı bir ortak refah havzasına çevirmek mümkün. Bunun için Kıbrıs’ta adil çözüm ve adil paylaşım şart. Meseleye ideolojik ve miyopik iç siyasi mülahazalarla bakmakla ne İsrail ne Yunanistan ne de Mısır kazanacak. Kazanmak isteyen hakkaniyete teslim olup Türkiye’nin kapısını çalmak zorunda kalacak.

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları