Yazarlar

Ufuk Ulutaş

Ufuk Ulutaş

Covid-19 bir kırılma noktası mı?

Ufuk Ulutaş tüm yazıları

Son yüz yıldır dünya birçok jeopolitik kırılma yaşadı. Etki gücü değişen her bir kırılmadan sonra uluslararası sistem ya kurumsal olarak dönüştü ya da sistemin temel dinamiklerinde dönüşümler yaşandı. Bu dönüşümü gerçekleştiren, dönüşümle ortaya çıkan boşlukları dolduran ve krizler sonucu oluşan kırılmaların yarattığı fırsatları değerlendiren aktörler, sistemin başat aktörleri konumuna geldi.

Birinci Dünya Savaşı bu kırılmaların ilkiydi. Küresel çapta etkiye sahip olmakla beraber Avrupa’dan Çin’e, Rusya’dan Yemen’e uzanan geniş bir coğrafyanın jeopolitiğini yeniden şekillendirdi. Yeni küresel güç dağılımı ve dengeler, kendinden sonra yaşanacak kırılmaların da arka planını hazırladı. Hala Birinci Dünya Savaşı’nın jeopolitik miraslarına muhatabız.

İkinci Dünya Savaşı da bu arka plan üzerine kuruldu. Perişan olan bir Avrupa, merkeze yerleşen ABD, ona yetişmeye çalışan Rusya ve savaş sonrası kurulan BM sistemi ve on yıllar süren Soğuk Savaş uluslararası sistemi şekillendirdi. 1945’in küresel güç dengeleri hala kendisini 2020 dünyasına projekte etmeye çalışıyor, ama başaramıyor.

Soğuk Savaş’ın sona ermesi bu kırılmalardan bir diğeriydi. Küresel rekabet kendisini tek kutupluluğa bırakırken, geleneksel ittifaklar varoluşsal boşluğa düştü, geçici ittifaklar kuruldu, dünya neredeyse bir diğer kırılma yani 11 Eylül’e kadar jeopolitik bocalama yaşadı. 11 Eylül ‘biz ve diğerleri’ ayrımını, dini ve kültürel farkları merkeze alarak yeniden tanımladı. Terörizm, dış müdahale, işgal, vekaletler savaşı, başarısız devlet, devlet dışı aktörler gibi kavramlar tartışmaların merkezine oturdu. Artçıları hala devam ediyor.

2008 Finansal krizi de 1929 Büyük Buhranı gibi finansal ve ekonomik dönüşümlere, çöküşlere ve aynı zamanda yükselmelere sebep olması ve Çin, popülist akımlar, ticaret savaşları gibi ekonomik ve siyasi gerçeklikleri gündemin merkezine oturtması sebebiyle mezkur kırılma noktalarındandı.

Covid-19 da birçok sebepten dolayı büyük bir dönüşümün habercisi. Dönüşümün boyutunu salgının ne kadar süreceği belirleyecek. Yine de başarısız devlet örneklerinin artacağı, milliyetçi akımların söylemsel üstünlüğe sahip olacağı, çok taraflı kuruluşların varlık sebeplerinin sorgulanacağı, küresel ekonomik krizin hemen hemen tüm devletleri değişen miktarlarda vuracağı, güçlü devletlerin itibar kazanacağı, sağlık sisteminin ar-ge yatırımlarındaki ağırlığının artacağı ve salgın gibi yeni tip tehdit algılarının milli güvenlik doktrinlerindeki önem derecesinin yükseleceği bir döneme giriyor olacağız.

Siyasi, ekonomik, güvenlik, sağlık, psikolojik açılardan hazırlıklı olan ülkeler bu döneme avantajlı giriyorlar. Pürüzsüz geçiş zor, direnci yüksek olan devletler ve toplumlar bu dönemi asgari maliyetle atlatacak. Katma değer üretenler ise sivrilecek.  

Ufuk Ulutaş Diğer Yazıları