Yazarlar

Turgay Güler

Turgay Güler

turgayguler@hotmail.com

Yalanın batsın Ahmet!

Turgay Güler tüm yazıları

Ahmet Hakan operasyonu başarısız bulmuş. 

Olabilir! 
“Şöyle olsa daha iyiydi, böyle olmalıydı” gibisinden akıl veriyor. 
Buna da eyvallah! 
Amma, gözümüzün içine baka baka yalan söylemesine itirazım var. 
Ayıp Ahmet! 
Huy edindin bunu. 
Diyor ki bu arkadaş: 
“Davet etseler hop diye gelecek olan Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’yı, gazete ve televizyona gidip aldılar. Böylece iki isme de mükemmel bir ‘şov’ yapma imkânı sundular”. 
Yemin et “böyle oldu” diye! 
Deki “vallah”! 
Yalanın batsın! 
Hadi en başa dönelim. Fuat Avni, gözaltına alınacaklar listesi yayımladıktan sonra ne oldu hatırlayalım? 
Fethullah Gülen bir vaaz verdi. 
Ve aynen şöyle dedi: 
“Teslim olmayın, gelip alsınlar”.  
Şüphesiz Fethullah Gülen’in bu sözü tavsiye değil emirdi. 
Hani olur ya, uymayan çıkabilir diye de emri peygamberlerin hayatı üzerinden temellendirdi. 
“Peygamberler teslim olmamıştı…” dedi. 
Stratejiyi her zaman olduğu gibi yine Fethullah Gülen belirledi. 
“Teslim olmayın, gelip alsınlar” derken neyi amaçladığını sanırım anlamayan kalmamıştır. Ahmet Hakan hariç! 
Şov zaten o andan itibaren başlamıştı. 
Ekrem Dumanlı gazete önünde mitingler düzenledi. “Medyaya Darbe” manşetleri atıldı. 
Sonra operasyon günü gelip çattı. 
Polis, gözaltı kararını tebliğ etmek için Zaman Gazetesi’ne davetiye götürdü. 
Hidayet Karaca davete icabet edip, emniyete gitti. 
Bir başka ifadeyle emre itaatsizlikte bulundu, “teslim” oldu. 
Ama Ekrem Dumanlı teslim olmadı. 
Kameralar karşısına geçip, “Emniyet yetkililerine sesleniyorum: Gözaltı kararı çıkarmışsınız, benim ismim de var. Lütfen bekliyorum, buyurun, çayımızı içelim, sonra hep beraber nereye gideceksek gidelim. Gelin emanetinizi alın, bekliyorum” dedi. 
Tıpkı hocasının emir buyurduğu gibi yaptı. 
Tek amacı, gazete binasından götürülüşünü objektiflere yansıtmaktı. 
Amacına ulaştı. 
Peki Ahmet 75 milyonun gözü önünde cereyan eden bu gerçeği bilmiyor mu? 
Biliyor! 
Peki niye böyle yapıyor! 
Bir zahmet onu da siz söyleyin. 
Ve son bir not. 
Bakmayın siz bu Avrupa’nın atıp tuttuğuna. 
Sevgili dostum Taha Dağlı, Haber7’deki köşesinde çok güzel derleyip toplamış. 
Aktarıyorum. 
2005 yılında Almanya’da tam 5 gazeteye büyük bir operasyon yapıldı, 17 gazetecinin evleri basılıp, arandı, zorla ifadeleri alındı, avukatlarıyla görüşmeleri dahi engellendi. Dava 2 yıl sürdü. 
Davanın adı Cicero’ydu. Operasyonu Alman Gizli Servisi BND yaptı.  Gerekçe ise gazetecilerin devlet sırrını ifşa ettikleri şüphesiydi. 
İngiltere’de 2013 yılında evleri basılıp 6 gazeteci tutuklandı. Hâlâ içerideler. Sebep gizli dinleme iddiasıydı. 
Fransa’da 2008 yılında Libération gazetesinin yayın yönetmeni Vittorio de Filippis, sabaha karşı evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Fransa, habercilere yönelik operasyonlar konusunda Avrupa lideri. 
Ferguson olayları sırasında AA muhabiri Bilgin Şaşmaz, Amerikan polisi tarafından darp edilerek, gözaltına alındı. Kimseden gık çıkmadı. Üstelik Türk gazeteciye yönelik polis saldırısının görüntüleri de vardı. 
Peki Ahmet Hakan bunları bilmiyor mu? 
Biliyor, bilmez mi?

Turgay Güler Diğer Yazıları