Yazarlar

Turgay Güler

Turgay Güler

Kadere bak

Turgay Güler tüm yazıları

Fransa’nın İslam peygamberine yönelik alçakça saldırıları sonrası Suriye’de ‘Müslümanlar’ bir protesto eylemi gerçekleştirmek istedi. Ne zaman? Geçen hafta.

PKK terör örgütü ise Fransa’yı protesto edenlerin üzerine kurşun yağdırdı. Nerede? Suriye’de. Müslüman bir ülkede.

Şimdi sıkı durun!

O PKK terör örgütü aynı gün aynı yerde 600’den fazla DEAŞ’lı teröristi salıvermişti. Hem de dünyanın gözü önünde. Tahmin edeceğiniz üzere hiç kimseden de itiraz yükselmedi. Görmezden geldiler. Muhtemeldir ki onlardan biri dün Viyana’da kanlı bir eylem ortaya koydu.

Hem de Avrupa’da ırkçılığın zirve yaptığı bir dönemde. Hem de sağduyulu Avrupalıların yöneticilerine ‘yanlış yapıyorsunuz’ dediği bir ortamda.

Dahası var!

İslam ülkelerinin Fransız ürünlerine boykot uyguladıkları bir süreçte.

Maşallah! DEAŞ’lı terörist ‘hızır’ gibi yetişti imdatlarına!

Macron’un eli nasıl da rahatladı?

Sadece Macron’un da değil! Avrupa’da ne kadar ırkçı lider varsa hepsinin.

Az daha unutuyordum. Paşinyan bile zevkten dört köşe olmuştu dün. Öyle ya öncesinde ‘Türkler yeniden Viyana kapılarına dayanacak’ diye uyarmıştı!

Saldırının ardından da şöyle dedi:

Biz de aynı durumdayız”!

Dahası, dünyada adı konmamış bir savaşın varlığından söz etti Paşinyan. Müslümanlar ile Yahudi ve Hıristiyanlar arasındaki bir savaştan. Müslüman tehlikesine dikkat çekti! Dayanışma istedi.

Allah aşkına siz de sıkılmadınız mı artık tüm bu olup bitenlerden? Mideniz bulanmıyor mu? Bugün bir kez daha tekrar edeyim, lanet olsun sizin söylem üstünlüğünüze.

Evet, DEAŞ’ın İslam karşıtı bir terör örgütü olduğunu biliyoruz. Tıpkı PKK gibi, FETÖ gibi. Bu terör örgütlerinin tek zararının Türkiye’ye olduğunu da biliyoruz. İçimizdekilerle irtibat halinde olduklarını da görüyoruz.

Ama kahrolası söylem üstünlükleri karşısında dayak yiyoruz. O halde kirli algıyı yöneten bu söylem üstünlüğüne karşı acil bir mücadele başlatılmalı.

DEAŞ’ın patronu adına ortaya koyduğu bu algı terörü sosyal medya üzerinden PKK’lı ve FETÖ’cü hesaplar tarafından anında satın alındı.

Tabii ki şaşırmadık zira patronları aynı.

Günün sonunda DEAŞ eliyle Avrupa’da ırkçılık bir kat daha tehlikeli hale gelmiş oldu. Tam da istedikleri gibi. Müslümanlar hedefte. Özellikle de Türkler.

Şimdi fotoğrafın tamamına bakalım. Macron yani Fransa bir devlet politikası olarak Hazreti Peygamber’e saldırıyor. Sonrasında Türkiye’yle yani Erdoğan’la karşı karşıya geliyor. Dünya Erdoğan ve Macron arasındaki tartışmaya odaklanıyor. Tam o esnada Suriye’den PKK marifetiyle salıverilen bir DEAŞ’lı terörist Viyana’da saldırı gerçekleştiriyor.

Böylece ‘DEAŞ, Erdoğan, Türkiye, Müslüman ve Terör’ kelimeleri yan yana getiriliyor. Ne güzel tezgâh değil mi?

Lakin kaderin cilvesine bakın ki o saldırının olduğu yerde iki Türk, yani iki Müslüman günün kahramanı oluyor.

Yaşlı bir kadını olay yerinden uzaklaştırıp hayatını kurtarıyorlar. Dahası yaralı bir polisi de ambulansa taşıyorlar. Avusturya başta tüm dünyada gündem oluyorlar.

Gelelim kaderin cilvesine.

O iki kahramandan birinin adı Recep Tayyip.

Macron başta, bu kirli tezgâhın mimarları kafayı yemesinden de ne yapsın?

Demem o ki; ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunu tezgâhlarlarsa tezgâhlasınlar şüphesiz hepsinin üstünde Allah’ın da bir hesabı var.  

Turgay Güler Diğer Yazıları