Yazarlar

Taceddin Kutay

Taceddin Kutay

İstasyon kavgası

Taceddin Kutay tüm yazıları

Dün kaldığımız yerden devam edelim.

Tren gelince istasyonda çıkartacakları kavgadan bahsetmek üzereydik.

Bir yanıyla bir akıl var ve bize şunu söylüyor:

“Ellerine malzeme vermeyelim aman. Biz uslu duralım ki onlar da taşkınlık çıkartacak bahane bulamasınlar.”

Bu tutuma kimisi müspet hareket diyor. Kimisi bunu Müslümanca bir duruş olarak görüyor.

Müslüman gibi davranmayarak Müslümanca bir duruş ortaya koymanın paradoksunu çözebilmiş olanına rastlamadım henüz.

Aynı Hristiyanların iki bin yıldır teslis akidesini bir paradoks olmaktan çıkartamayışları gibi.

Hristiyanlar da paradokslarını retorikler ile izah edip yokmuş gibi davranıyorlar.

Seninkiler de öyle yapıyor.

“Yapma kardeşim” diyor, “sus” diyor.

Ben ben olmayayım mı?

Beni ben kılan ve İbrahim milletinden olmanın olmazsa olmazı olan şey, hakkı söylemek.

Kınayıcının kınamasından korkmamak.

“Bu devrin icabı” cevabını veriyor seninki.

“Bu devrin icabı” kadar müstekreh bir söz duymadım inanın.

İkrah ettirdiler, zira her edilgen tutumlarını bu sözle tecviz edip üstüne dayatıyorlar.

Bakın bu edilgen tip bunu anlamaz.

Zira modern dini ideolojiler olarak adlandırabileceğimiz bir kurgu kalıp içinde zihni şekillenmesini tamamladı.

Ben bu sözleri muhatabım olan, hür ve izzet sahibi memleket evladına söylüyorum.

Tek bir misal dahi, tren çocuklarının tahrik olmamalarını sağlayacak bir davranış şeklinin var olmadığını ortaya koyuyor:

Ali Erbaş hadisesi.

Hayatın doğal akışı ile dahi tahrik olabildiklerini gösterdiler.

Dinin temel emrini tebliğ edersen tahrik oluruz dediler.

Olurlar elbet.

Çünkü bunlar trenin çocukları.

Bunlar gerçekten bir fikri temel üzerinde analiz yaparak fikir beyan eden tipler değil.

Bunlar kurmalı oyuncak, tahrik olmaya kurulmuş tipler.

Dolayısıyla sen onlardan olmadıktan sonra senden razı olmayacak olan adamlardan oluşmuş, ancak kendi kararlarını kendisi veremeyecek kadar onursuz bir kitle trenin çocukları.

Bunlar kuruldukları ve hedefe yönlendirildikleri kertede hareket edebilirler ancak.

O sebeple lütfen bunları tahrik etmemeye çabalamayın.

Tahriki dahi komutla olan ve insiyaki olarak değil, köşe taşları kurgulanmış şekilde bir kitleye dönüşen bir topluluk bu.

Araları dolgu malzemesi nev’inden saf çocuklarla doluyor.

Siz bunları tahrik etmemeye çalışırsanız örneğin, “sen beni adam yerine mi koymuyorsun?” diye tahrik olabilir.

Boşa gayret sarf etmeyin.

Siz olmaktan vazgeçmeyin.

“Trenin çocuklarına uymayın” tavsiyesi, onun dilediği gibi olun demek değildir.

Aksine kendiniz gibi olun ve onun kavga aradığı yerde kavgadan uzak durun.

Devlet cümlesinin hakkından hakkıyla gelir.

Türkçesi budur.

Ve illa “ululemir baklayı çıkar diyene kadar sus” demek, kavga çağrısında bulunma demek.

Yoksa bunların ne pespaye olduklarını en yüksek perdeden söylemeye devam etmeli.

Ne onlara uyun ne de cümleye “kardeş” diye giren ve nihayetinde size edilgenliğin en yakışmayan halini tavsiye eden abilere kulak asın.

Birisi nasıl hak değilse, diğeri de hakkı tavsiye ediyor değil.

Siz siz olun.

Bu da haddimin fevkinde bir tavsiyedir. 

Taceddin Kutay Diğer Yazıları