Yazarlar

Taceddin Kutay

Taceddin Kutay

Gültekin Uysal'ı göz ardı etmeyin

Taceddin Kutay tüm yazıları

B.

Kısa bir süre önce Babacan ve Davutoğlu podesta adayı mı diye sormuştum. Millet İttifakı'nın dinamikleri itibarıyla bir podesta adayına mecbur ve muhtaç olduğu fikrimi belirtmiştim. Podestanın ne olduğunu bir de bu yazıda zikredelim, okumamış olan dostlarımız bu vesileyle okumuş olsunlar: İtalyan şehir devletlerinin aristokratları, bölgede hüküm süren iradeyi alaşağı edebilmek için bir ittifak kurarlardı. İktidar, bu çok bileşenli ittifak tarafından devrilir ve aristokratlar komünü idareyi ele alırdı. Hemen akabinde aristokratlar komünü içinde hizipleşme süreci ve hizip kavgaları baş gösterdi. Bunun üzerine sorunu çözmek için dışarıdan bir güce başvurulur. Podesta adı verilen bir vekilharç sınırlı yetkilerle başa geçirilirdi. Podesta'nın en önemli özelliği ittifaka ait yerel bir unsur olmaması, dışarıdan bir kimse olmasıdır. Bu sebeple hizip çatışması esnasında geçici süre iktidara getirilmesine herkes kerhen razı olurdu.

Farklı sosyolojilerden, birbirine taban tabana zıt ideolojilerden ve birbiriyle çatışan çıkar gruplarından oluşan Millet İttifakı, bir süredir içinde yaşanan adaylık tartışmalarıyla da gösterdi ki, öncelikli motivasyonu kendisine yakın adayın sivrilerek ön plana çıkması olan çevrelerin mücadele sahasından başka bir yer değil. O kadar ki, Ümit Özdağ dahi ittifakın adaylık tespiti sürecine müdahil oluyor ve etki de ediyor. Bu ortamda eşyanın tabiatı gereği Millet İttifakı'nın bir podestadan başka alternatife sahip olmadığı gerçeği çıkıyor karşımıza.

Hem Davutoğlu hem Babacan bir süre öncesine kadar bu podestalık rolü için fazlaca heveslilerdi. Lakin, sabık AK Partililik gibi kendilerince giderilemez bir defoları olduğu her fırsatta yüzlerine vuruldu. Şu saatten sonra olmaz, olamaz. Babacan ODTÜ'ye hangi sebeple girmediyse, aynı sebeple podesta da olamaz.

Bu tartışmalar esnasında yaptığı çıkışla dikkatleri üzerine çeken Gültekin Uysal bir süredir kendisiyle ve yaptıklarıyla ilgilendiğim bir kimse. Bilmeyenleriniz için söyleyeyim, Gültekin Uysal Demokrat Parti'nin genel başkanı. Uysal, yaptığı çıkışla adeta kendisini tarif etti. Elbette politik ağırlığı adeta yok kadar olan Gültekin Uysal, böyle bir çıkışı bir ışık görmeden yahut bir sevk edilme olmadan yapamaz.

Peki Gültekin Uysal'ı ihtimal haline getiren nedir?

Birincisi Ekrem İmamoğlu gibi sokaktaki vatandaş tarafından tanınmayan bir siyasi. Tanınmışlıkla yıpranmış değil, gizemli. Bu tanınmamışlık İstanbul seçimlerinde İmamoğlu'na büyük avantaj sağlamıştı.

İkincisi soldan da sağdan da boyanması mümkün bir Demokrat Parti tabelasının altında duruyor.

Üçüncüsü Mansur Yavaş'ın doğulular hakkında söylediği iddia edilen hakaretamiz sözler yok sicilinde.

Dördüncüsü hiçbir sosyolojik arka planı yok. Amiyane tabirle arkası güçlü değil. Siyasette olsa olur olmasa kimse üzülmez bir siyasal figür. Hal böyle olunca millet ittifakındaki herkesin gözdesi haline gelebilecek bir aday olabilir Gültekin Uysal.

Beşincisi ise belki de millet ittifakı dinamikleri açısından en önemli olan şey. Gültekin Uysal'ın geniş bir çevresi ve olası bir iktidar senaryosunda kendisine pay ayrılması gereken maiyeti yok. Daha şimdiden içine girilen aday kim olacak kavgası, aslında olası bir seçim galibiyeti sonrası daha fazla etki edebileceği ve pay alabileceği adayı öne çıkarmak, öne çıkaramasa bile pazarlık payını yükseltmek mücadelesi. Dolayısıyla talepleri çok yüksek gelemeyecek ve bir şekilde podesta gibi herkese uzak bir mesafeden dağıtım yapacak bir aday Millet İttifakı bileşenlerinin işine gelebilir.

Bir kulis bilgisi yahut duyumdan yola çıkarak değil, arkama yaslanarak yaptığım analiz sonucu bu çıkarımı yapıyorum. Mahcup olmaya hazırım. Neticede Gültekin Uysal'ın adaylık ihtimali ne kadar büyük olabilir ki? Fakat siz yine de kendisini göz ardı etmeyin.

Taceddin Kutay Diğer Yazıları