Yazarlar

Taceddin Kutay

Taceddin Kutay

Dolar dolar

Taceddin Kutay tüm yazıları

B.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine toplantısının ardından çıktı ve açıkça söyledi.

"Merak etmeyin ipin ucu kaçmış değil aksine ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz" dedi.

Esasen şu günlerde herkesin duymak istediği de buydu. Acaba ekonomide yaşananlar bir kontrol kaybının neticesi olarak mı meydana gelmekteydi yoksa geminin dümeninde hâlâ dalgalara direnebilen bir irade var mıydı bunu görmek istemekteydi kafası karışıklar.

Bence elbette zaid bir sorudur; zira Erdoğan siyasetini iyi takip etmemek anlamına gelir bu soru. Ancak bulunduğu pozisyona göre yalpalamalar yaşamasını kimseye çok görmem.

Biz yine de hadiseden anladığımızı ana hatlarıyla toparlayalım.

Bir ekonomist olmadığım ve ekonomiden ancak bir siyaset bilimcinin anlayabileceği kadar anladığım için meselenin siyasi taraflarını değerlendirmek durumundayım.

Kabaca söyleyecek olursak karşı karşıya bulunduğumuz durum "ölmüş eşek kurttan korkmaz" durumu.

İktisadi tazyik kartını oynayanlara rest dedik.

Bir türlü yatırıma ve istihdama dönüşmeyen ve sürekli siyaseti ve milli güvenlik gibi devletin asla pazarlık unsuru yapamayacağı konuları manipüle etme aracı haline gelen yurt dışı kaynaklı sıcak paranın varlığı artık istenmiyor.

Zaten yapılabilecek maksimum manipülasyon yapılmış istiap haddi aşılmış durumdayken...

Yani halatı oluşturan teller tek tek kopmuş, ip incelmiş, vatandaş faturasını ödemişken...

Sizin anlayacağınız herkesin konforu zaten bozulmuşken.

Bütün radikal adımların en radikalini atarak ekonomik bağımsızlığımızı elde etme yoluna girmeyi tercih etti Erdoğan.

Bir seçim yatırımı yaparak sanal bir konfor ile mevcut düzeni daha da tahkim etmeyi tercih etmedi.

Başarıp başaramayacağını hep birlikte göreceğiz.

Allah'ın izni, milletin gayretiyle kazanacağız diyor. Bize dua etmek düşer.

Siyaseten belki hata etmiş olabilir. "Siyasi istikbalim uğruna dahi olsa" diyerek attığı radikal adımları hatırlıyoruz. Bu ilk değil, son da olmayacak muhtemelen.

Zira bu ülkeyi vurdukları pranganın haddi hesabı yok.

Her birinden kurtuldukça bir oh çekiyoruz ve oldu sanıyoruz.

Ayağımızdaki pranga çıktı koşarız zannediyoruz.

Bir de bakıyoruz ki belimizde çok daha kalın bir şey var.

15 Temmuz sonrası kazandık zannetmiştik; meğer her şey daha yeni başlamış.

Bir exorcism süreci bu, ancak vücuttan çıkacak olan tek bir şeytan değil.

Aksine ecinni taifesi bu bedeni kendilerine sanatoryum kılmış.

Her biri kovuldukça yenisi zuhur ediyor. Bizler de Türk olmanın bedelini ödüyor ve kaldığımız yerden mücadeleye devam ediyoruz.

Hâlbuki her birimizin güzel gün görmeye var iştibahımız.

Bu kadar yaklaşmış, bu kadar cefasını çekmişken geri dönmemeli.

"Biri gelse de bizi şu Batı'nın esaretinden kurtarsa" diyenler, efelenmek isteyenler eğer bunun bir bedeli olmayacağını var sayarak bu temennide bulundular ise büyük hesap hatası yaptılar.

İşte bedeli.

Sıkın dişinizi.

Boşalan elbet dolar...

GIDA GÜVENLİĞİNE DİKKAT

Yusuf Alabarda'nın Türkiye Gazetesi'nde bugün yayınlanan köşe yazısını henüz okumadıysanız lütfen şimdi bu yazıyı okumayı bırakınız ve o yazıyı okuyunuz. Hahişle rica ederim, zira Alabarda "BAE ile yol yürümek mümkün mü?" başlıklı yazının ikinci kısmında çok önemli bir soruna dikkat çekiyor. Döviz kuruna bağlı olarak artan gübre fiyatları pek çok çiftçinin gübre tedarikini zora sokmuş durumda. Hal böyle olunca bir sübvansiyon ihtiyacı husule gelmiş vaziyette. Aksi takdirde pek çok çiftçinin bu yıl toprağı ekmemeyi tercih etmesi ile gelecek yıl önemli bir gıda tedariki sıkıntısı yaşanması son derece muhtemel. Konunun detayları Yusuf Alabarda'nın köşesinde. Ben ise henüz ermiş değilim, bugün yayınlanan yazıdan dün haberdar oluşum ve bu yazıyı yazışım telefon marifetiyledir.

Taceddin Kutay Diğer Yazıları