Yazarlar

Serkan Fıçıcı tüm yazıları

İstanbul seçiminin tutulacak tarafı kalmadı. 

“Yeniden sayım” seçenek olmaktan çıktığına göre bu “olağanüstü” şaibeyi ancak “yeniden seçim” paklar. 

Ortada kimsenin itiraz edemediği kamyon dolusu kanıt var. 

Organize usulsüzlük “buradayım” diye bağırıyor. 

Ak Parti “yakalayabildiklerini” düzeltti. 

Tüm sandıkların sadece yüzde 6’sı sayıldı, fark 29 binden 14 bine düştü. 

Hepsi sayılsa ne olacağı belliydi. 

Ama saydırmadılar.

***

Büyükçekmece başlı başına skandal.   

20 bin sahte seçmenden söz ediliyor. 

CHP’li belediyenin işçisi nüfus müdürlüğünde görevlendirilmiş. 

Tuttuğunu seçmen yazmış. 

Nereye? 

Otoparka, boş arsaya, sokağa, çatıya, bacaya... 

Bu 20 bin sahte seçmen İstanbul’da seçimin sonucuna etki etmedi mi? 

Böyle bir şaibenin üzerini kim, nasıl örtebilir?

***

Tutanakları tutsan elinde kalıyor. 

Sıra atlamalar, kaydırmalar... 

Rakamlar YSK sitemine işlenirken Binali Yıldırım’ın oylarını Ekrem İmamoğlu’na yağdırmalar... 

Hepsi gözümüzün önünde. 

Hepsi belgeli, ispatlı. 

Şimdi bunca şaibeye göz yummak “hayatın doğal akışına” ters değil mi?

***

Gelelim meselenin “olağanüstü kanunsuz” kısmına. 

Sandık başlarında “5 bin kanunsuz görevlendirme” var. 

Asıl iş burada. 

Çünkü kanun açık ve net. 

Kaymakamlık memur listesini ilçe seçim kuruluna verir. 

İlçe seçim kurula da bu listeden isimleri sandık başkanı olarak görevlendirir. 

Ama öyle olmamış. 

Yani kanuna uyulmamış. 

Listede olan isimler değil, belediye işçisi, asker, filancanın akrabası sandık başkanı yapılmış. 

Bu kanunsuzluğu seçimden önce tespit etmek mümkün mü? 

Değil. 

Çünkü sandık başkanı olarak görevlendirilen isimler İlçe Seçim Kurulu tarafından “mahrem bilgi” diye gizli tutuluyor. 

Böylelikle Ak Parti’ye “niye daha önce uyanmadınız” diye sormak mantıksız. 

Şimdi ortada şöyle bir durum var. 

“Kanuna aykırı olarak görevlendirilen” ilgisiz kişiler sandık başkanı olmuş. 

Bu kişilerin sandıktan çıkan sonucu birleştirme tutanaklarına, sayım-döküm cetveline, YSK sistemine ya da artık her nereye ise “kanuna uygun olarak” işlediğine inanmamız isteniyor. 

Kim inanır? 

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları