Yazarlar

Serkan Fıçıcı tüm yazıları

Evvel zaman içinde “Muharrem İnce’den ne olur” diye sormuşlardı. 

“Yan Parti Genel Başkanı olarak siyasi hayatını noktalar” demiştim. 

Yanılmamışım. 

Niye? 

CHP Genel Merkezi’ndeki bir çetenin kendisine kumpas kurduğunu iddia etti. 

Ama isim vermeye cesareti yetmedi. 

Oyuna girmek yerine yandan partiden attı, tuttu. 

Kılıçdaroğlu’ndan net izah istedi ama kendisi net olamadı. 

Suçladığı kişilerle arasında hiçbir fark bulunmadığını gösterdi. 

CHP yönetiminde kim varsa hepsini töhmet altında bırakıp kaçtı. 

İsimsiz, cisimsiz, boş beleş açıklamalarla 3 günlük mağduriyetin tadını çıkarmakla yetindi. 

Şen şakrak pozlar eşliğinde içinin yandığını anlatmaya çalışırken samimiyet testinden çaktığını bile fark edemedi. 

Peki bu saatten sonra Muharrem İnce’den ne olur? 

Kanaatim değişmedi. 

Yan Parti Genel Başkanı olarak yoluna devam eder. 

Başka da bir şey olmaz.

İDRAK  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “CHP Genel Başkanı’na normal bir insan idrakine anlatır gibi anlatamayacağımızı önceki tecrübelerimizden de anlamış bulunuyoruz” sözünün üzerinde durmakta fayda var. 

Ne söylersen söyle, hangi delili ortaya koyarsan koy, kafasının içindekine inanmayı tercih eden sadece Kılıçdaroğlu mu? 

Değil. 

Bir salgın bu... 

İdrak yolları tıkanmış, hayal dünyasının dışına çıkıp gerçeklerle yüzleşmeyi unutmuş bir kitleden söz ediyoruz. Belki hepsi için değil ama hiç değilse bu kitle içindeki genç kesime ulaşabilmenin bir yolu olmalı.  Temiz, net, abartısız, yorumsuz, teknik, rafine, mantığa tam uygun, kıvırma payı bırakmayan, ‘işte budur’ dedirten, kısa, öz, rahat anlaşılır, çelişkisiz bir iletişim diliyle gerçekleri bıkmadan usanmadan gerekirse bin kez tekrar etmek acaba ne kadar faydalı olur

İFTİRA  

Canan Kaftancıoğlu’nun bile koştur koştur gidip muhalefet üretmeye çalıştığı Şehir Üniversitesi meselesi aydınlanıyor. 

Karanlıkta kalan bir tarafı da yoktu aslında ama fitne heveslilerinin tezviratı kafaları karıştırmıştı. İşadamı Murat Ülker’in açıklamasıyla “Şehir Üniversitesi Ahmet Davutoğlu’na yakın olduğu için siyasi sebeplerle baskı görüyor” iddiası çöktü. 

Böylelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti’ye yönelik iftira kampanyası da henüz kıvama gelmeden çöp oldu. 

Geriye sadece benim önceki yazımda sorduğum soru kaldı. Davutoğlu ve destekçileri üniversitenin araziyi kaybetmesine sebep olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne karşı tek cümle edecek mi? 

Yoksa dayanışma ziyaretine gelen “Canan Kaftancıoğlu’nun yakın arkadaşlarına ayıp etmeyelim” diye mi düşünüyorlar?   

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları