Yazarlar

Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın yaptığına ne nedir?

Çok şey denir.

Dendi de…

Sosyal medyada milyon tanesine rastladım ama birini not aldım:

“Ceket üstünden tansiyon ölçmek”…

FUAT OKTAY’A ÇARPILMAK!

Galiba “Gen tedavisi” lazım…

Başka türlü olmayacak.

Zira “çamur at izi kalsın siyaseti” CHP’nin genlerine işlemiş, çıkmıyor.

Kılıçdaroğlu, önce “iskambil” saçmalaması ardından “Katar Emiri’ne eğilme” iftirası, akabinde “Kapalı Maraş” afallaması, nihayetinde “Arapça Nutuk” zırvası derken hızını alamadı, gitti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a çarptı.

Hem de saçma ötesi iftiralarla…

Öyle cümleler kurmuş ki bir araya getirdiğinizde ortaya “Türkiye’de internet alt yapısının yetersiz olmasının sebebi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın 2018’e kadar Türk Telekom’da yönetim kurulu üyesi olmasıdır” gibi bir anlam daha doğrusu anlamsızlık çıkıyor.

Fuat Oktay, Kılıçdaroğlu’nun iftiralarına Devlet adamı kimliğine, beyefendi kişiliğine yakışan bir üslup ile cevap verdi; “bugüne kadar attım her imza hukuk denetimine açık” dedi, Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel’e “devlet geleneği hatırlatması” yaptı.

İyi de çare mi?

Bir haftada 5 kez patlayan lastiğe yama mı dayanır?

Kılıçdaroğlu’nun son günlerdeki akıl zorlayan, mantık yakan, balata sıyırtan çıkışları için “jantta gidiyor” teşhisini koyanlara gel de hak verme!

“Arapça Nutuk” meselesini de duyduktan sonra “Kılıçdaroğlu’dur ne yapsa yeridir” diyenler var ama…

Henüz CHP’den “Kılıçdaroğlu’nun durumuna ilişkin resmi bir açıklama” gelmediği için mecburen Türkiye’nin ana muhalefet lideridir diye ciddiye alınıyor.

CHP’li Özgür Özel’in aynı topa girme telaşına gelince…

Kılıçdaroğlu’nun ciddiye alınmadığını görüp durumu toparlamaya mı çalıştı, yoksa “bakın ben daha güzel saçmalıyorum” diye kendisini gösterme peşinde mi anlayamadım.

TÜRKİYELİLEŞMEK

HDP cenahında “özeleştiri” sezonu açıldı. Önce tutuklu eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ardından da eski HDP milletvekili Altan Tan konuştu. Özetle “HDP eğer yaşamak istiyorsa PKK ile ilişkisini kesmeli, Türkiye partisi olmalı ” diyorlar.

Meselenin künhüne vakıf isimlerden Ak Partili Orhan Miroğlu ise gazeteniz AKŞAM’a yaptığı değerlendirmede “HDP bitti, oyları Millet İttifakı’na pazarlanıyor” diyerek tezgahı gözler önüne serdi.

Miroğlu’nun “Bu tartışma ve itirazlar henüz PKK’yı hedef almaktan çok uzak. Çünkü Millet İttifakı bileşenleri, küresel güçler bunu istemiyorlar. HDP misyonunu tamamladı ama ortada birkaç milyon oy, bir siyasi miras olarak kaldı. Bu oylar iktidar mücadelesinde kilit oylar ve Millet İttifakı’na eklendiğinde bir anlam ifade ediyor. O yüzden Millet İttifakı bileşenleri PKK yokmuş gibi davranıyor; bu da HDP-PKK ilişkilerinin sorgulanmasını erteliyor” ifadesi her şeyi anlatmaya yetiyor aslında.

Eğer ortada samimiyet varsa çözümün adresi belli.

PKK’ya haklı gerekçeler üretmekle meşgul “Aydın kafası” ile olmaz bu iş…

Altan Tan’ın derdimizi ona da anlattık” dediği “Joe Biden kafası” ile hiç olmaz.

Bir yılı aşkın bir süredir HDP binasının önünde evlat nöbetlerini sürdüren “Diyarbakır Anneleri” var ya, Türkiyelileşmenin çaresi de, ilacı da orada.

Eğer ortada samimiyet varsa.

***

Yazarımız Markar Esayan’ı kaybettik.

“Yerli ve milli” olmak nedir diye sorulduğunda tereddütsüz işaret ettiğimizdi.

Adam gibi adamdı.

Kaybımız ve acımız büyük.

Başımız sağolsun.

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları