Yazarlar

Yanlış anlaşılmasın.

Mesele ekonomideki "Rant Hesabı" değil...

ABD'nin ünlü düşünce kuruluşu RAND CORPORATİON var ya...

Ondan söz ediyorum.

Bu kuruluşu herkes bilir.

ABD'deki derin çevrelerle irtibatlıdır.

Hatırlanacağı üzere bu RAND geçenlerde bir rapor yayınladı.

Raporda "Türkiye yeniden nasıl ABD'ye tam bağımlı hale getirilir" meselesi ile ilgili değerlendirmeler vardı.

Eskiden bu tür raporlar memleketin bir numaralı meselesi olurdu.

Geçti o günler tabi.

Hatta rapordaki  "TSK içinde uygulamalardan rahatsız bir grup darbe yapabilir" yorumu dün olsa nicelerini heyecandan uyuyamaz hale getirirdi.

Kimse istifini bozmadı.

15 Temmuz Destanı'nı yazmış vatan evlatları da bu "ya tutarsa" kıvamındaki yorumu yüzlerine yansıyan "bekleriz canım"  gülüşüyle karşıladı.

Milli Savunma Bakanlığı ise rapor için "ciddiye almıyoruz" diyerek aslında genel havayı yansıtmış oldu.

O açıklamada:

 “Kamuoyuna açık olan bu raporu gördük.

İçeriğinde anlamlandıramadığımız muğlaklıklar var.

Kendi içinde çelişkiler barındıran bu raporda bizlere isnat edilen yorumlar gerçeklikten uzaktır ve tarafımızca ciddiye alınmamaktadır.

Rapordaki kimi ifadelerin ise, bilerek veya bilmeyerek, çarpıtılarak ve içeriğinden farklı anlamlar yüklenerek ülkemizde kullanılmasını üzüntüyle karşılıyoruz.

15 Temmuz 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Milli Savunma Bakanlığı ve bağlı birimlerin yeni görev ve sorumlulukları belirlenmiştir. Bakanlığımız, TSK ve bağlı birimler, Anayasa, yasalar, Cumhurbaşkanlığı kararları ve Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda yaz kış, gece gündüz, dağ bayır demeden azim ve kararlılıkla çalışmaktadır.

ABD, Rusya, NATO ve diğer ülkelerle askeri, savunma ve güvenlik konularında ülkemizin hak, alaka ve menfaatleri doğrultusunda faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.” ifadeleri öne çıktı.

Fitne-fesat toprağına gübre üretmek için her lafı bağlamından koparıp oraya buraya çekenlere karşı bakanlıkların bu tür net açıklamalar yapmasında  fayda var mı?

Var.

Baksanıza  RAND'çıların o raporda Sn. Akar hakkında sarf ettikleri  "Milli Savunma Bakanı'nın giderek artan önemi ve anahtar muhatap rolü dikkate alınmalıdır" ifadelerinden şaşı bak şaşır misali ne anlamlar çıkardılar...!

Oysa mantık  "Küresel çapta Türkiye'nin savunma alanındaki önemi ve rolü arttıkça elbette Savunma Bakanı'nın etkinliği de o doğrultuda artacaktır.  

Suyun 100 derecede kaynaması gibi, 2 kere 2'nin 4 etmesi gibi bir şey bu.

Ne yapacaktı Türkiye. Başkomutan Erdoğan'ın emrinde kendisine bağlı birimlerle Suriye'de, Libya'da, Irak'ta, Mavi Vatan'da ve daha nice yerde Türkiye'nin menfaatleri için mücadele eden Bakan Hulusi Akar'ı görünmesin, etkinliği artmasın diye saklayacak mıydı? "  demeyi gerektiriyor ama o mantığı kim kaybetmiş ki biz bulalım...!

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları