Yazarlar

Serkan Fıçıcı tüm yazıları

Milli Güvenlik Kurulu'ndan çıkan mesajlarla birlikte Suriye'nin kuzeyindeki terör unsurlarına yönelik kapsamlı operasyonun artık an meselesi olduğunu biliyoruz.

Diplomasi ve güvenlik uzmanlarının "kayıp-kazanç" denklemi üzerinden yaptıkları analizler anlamlı ve önemli elbette ama operasyonun "insani" hedefi ıskalanmamalı...

Burada 13 ayrı yerleşim alanı oluşturulacak.

Yaklaşık 1 milyon sığınmacı anavatanlarına güven içinde taşınacak.

Sığınmacılar üzerinden muhalefet sergileyenlerin işin bu "gerçekçi çözüm" boyutuna destek verip vermediklerini bilmiyoruz.

Çünkü bir şey söylemiyorlar.

Ne yapıyorlar?

- Bölgede ABD, Rusya, İran ve Türkiye'nin varlığını yok sayıp "Esed ile görüşürüz, çözeriz" ucuzluğuna devam ediyorlar.

Eğer kendileri buna inanıyorlarsa kötü, yok inanmayıp kandırmaca peşindeyseler daha da kötü!

MUHALEFETE "SİYASET" ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 27 Mayıs'ın yıldönümünde yaptığı konuşma, her satırı altı çizilecek önemdeydi ama muhalefete yönelik "aklınızı başınıza alın" çağrısını özellikle dikkate almak gerekiyor.

Niye?

-Çünkü 2023'e doğru seçim sürecinin olağan sertliğinin ötesinde Türkiye'yi karıştırmaya dönük dış güdümlü hamlelerle huzur, güven ve istikrar ortamının hedef alınacağına yönelik işaretleri her gün dozu biraz daha artacak şekilde görmeye başladık.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "kuklalar ve kuklacılar" ifadesiyle, 2023 sürecindeki mücadelenin kodlarını ortaya koyan yaklaşımı, hem içeriye hem de dışarıya sağlam bir uyarı olarak not edilmeli.

Zira bundan, meşru demokratik zeminde sivil siyasetin alanını daraltıp kaos ve kargaşa üzerinden sonuç almaya çalışanların daha şimdiden "sobelendiğini" anlayabiliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan manifesto niteliğindeki konuşmasıyla, siyasi rakiplerini millet iradesini esas alan, yalan, iftiraya kapalı, fikir, çözüm, proje, eser ve hizmet odaklı meşru "siyaset meydanına" davet etmiş oldu.

Bakalım muhalefetin buna karşı tavrı ne olacak?

ELÇİLER YARIŞIYOR!

Muhalefet kendi içinde 2023 adaylığına yönelik "sen-ben" kavgası ile gün geçirirken yabancı ülkelerin büyükelçileri de temaslarını sıklaştırdı.

Gün geçmiyor ki muhalefetteki bir genel başkan yabancı bir ülkenin büyükelçisi ile haşır neşir olmasın!

Kimi yorumlara göre muhalefetin adayını belirlemek için bazı ülkelerin büyükelçileri de kendi aralarında rekabet halinde...

ABD ve Alman Büyükelçilerinin bu çerçevedeki baskılarını artırdıklarına yönelik iddialar ayyuka çıkarken "haklarında yabancı devletlerce karar verileceği ileri sürülen" muhtemel adaylardan ise bu aşağılayıcı duruma ilişkin tek bir itiraz gelmiyor.

Ortadaki "gönüllü edilgenlik" algısının muhalefete faydadan çok zarar getireceğini biz mi söyleyelim!

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları