Yazarlar

Serkan Fıçıcı tüm yazıları

Binali Yıldırım “23 Haziran’a kadar İstanbul’u konuşalım” diyor. 

Haklı. 

Çünkü CHP adayının henüz İstanbul’a dair söyleyebildiği bir şey yok. 

“Mega projeniz var mı” diye sorulduğunda “herkesi kucaklamak” yanıtını veriyor. 

Peki bugüne kadar hangi projeyi hayata geçirmiş? 

Hiç. 

Bilgi, birikim, tecrübe, eser, hizmet... 

Yok. 

Peki ne var? 

Ezberletilmiş cümleler, sahte pozlar, öpücük, gülücük... 

Hepsi bu. 

Galiba CHP adayına taktik vermişler. 

“Ne sorulursa sorulsun net cevap verme” demişler. 

İşine gelmeyen sorulara kırılıyor. 

Acıklı hallere bürünüp darılıyor. 

Bu “ıvır, kıvır” tarzı seçim taktiği ise kötü. 

Karakterse daha kötü. 

FETÖ’nün belediyeler imamı ile omuz omuza pozlar veriyor. 

“Birlikte geleceği planlıyoruz” diyor. 

Beylikdüzü Belediyesi söğüşlenmiş. 

Kimse sormuyor arkadaş bu ne iş? 

“Mağdur olmasın diye” kimse ses çıkarmıyor. 

Gerçi, kimsenin bir şey yapmasına, söylemesine gerek yok. 

CHP adayı kendi kendine “mağdur” olabiliyor. 

Akşam muhabiri Ercan Öztürk haberi doksana taktı. 

En iyi tanıyan kişiye “solculuğu öğrendim” dediği dayısı Murat İnan’a CHP adayını sordu. 

Dayı Murat İnan “Dayıları olarak hiçbirimizin eli Ekrem’e oy vermeye gitmez, bizim haksızlıkla, hukuksuzlukla, rantla, yağmayla işimiz olmaz” dedi. 

Neden acaba? 

Murat İnan yeğenine oy vermeme gerekçesini “Ekrem İmamoğlu yıllar önce burada bir inşaat yaptı. Yeşil alanı projesinin içine kattı. Ağabeyim Cemal İnan o dönem meclis üyesiydi. Ağabeyim burayla ilgili önergeler verip davalar açtı. Biz bir anda düşman olduk. Ondan sonra başımıza gelmeyen kalmadı. Ağabeyim dayak yedi, ben tehdit telefonları aldım” sözleriyle izah ediyor. 

Öpücüklü, gugucuklu, sevgi pıtırcıklı, kucaklamalı değil ama içinden “nitelikli dolandırıcılık iddiası” geçen bir hikaye... 

Neyse... 

İyisi mi, daha fazla kurcalayıp “niteliksiz mağduriyete” sebep olmayalım. 

Serkan Fıçıcı Diğer Yazıları