Yazarlar

Yeni tip koronavirüs (CovID-19) küresel tehdide dönüşmüş durumda. Neredeyse uğramadığı ülke bırakmayacakmış gibi görünüyor. Önceki benzer virüslere oranla yayılım hızı daha yüksek olan bu tehdidin kaynağı üzerinde bilimsel irdelemeler sürüyor.

Virüsün laboratuvar ortamında kötü amaçlar için kullanılmak üzere üretildiğine dair çeşitli söylentilere de tanık oluyoruz. Kimileri de daha önce yazılmış olan kurgu romanlarda bazı ifadelerin bugünü ve Covid-19 u tarif ettiğini ifade ediyor. Sonuçta kaynağı ve ortaya çıkış nedenleri ne olursa olsun ortada küresel boyut kazanmış, önemsenmesi ve çok iyi yönetilmesi gereken küresel bir kriz var.

Çin’den başlayan salgının kapısını çalmadığı ülke bırakmamak gibi bir eğiliminin olduğu görülüyor. Bu noktada ülkelerin önlemler konusunda aldığı kararlar, bu kararların zamanlaması ve isabetli olması ve her şeyden önemlisi de bu kararların harfiyen titizlikle ve tavizsiz uygulanması tehdidin bertaraf edilmesinde veya kontrol altında tutulmasında büyük önem taşıyor. Bu noktada önlemleri zamanında alamayan, aldığı önlemelerin yeterli olmadığı ülkelerde tablonun çok daha ağır seyrettiği görülüyor. Çin’den sonra tehdidin öne çıktığı İran ve İtalya bu noktada son derece ciddi sıkıntılar yaşadığına tanık oluyoruz.

Söz konusu bu küresel tehdit karşısında Türkiye‘nin ortaya koyduğu mücadele gerçekten örnek teşkil edecek niteliktedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; zamanında, en kapsamlı, en titiz önlemler için başta Sağlık Bakanı olmak üzere tüm bakanlarını ve ekiplerini ilk günlerden itibaren seferber etmiş olması son derece önemlidir. Bu noktada özellikle Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca başta olmak üzere ve tüm sağlık çalışanlarına şükran borçluyuz. Hiç kuşkusuz küresel tehdidin her alanda önlemler gerektiren niteliğiyle hemen her bakanlığın üzerine düşenler vardı ve son derece başarılı bir eşgüdümle süreç bugüne değin çok iyi yönetildi. Sağlık Bakanlığı’nın virüsün ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren meseleye hakim olması, kurduğu bilim kuruluyla hiçbir bilimsel gerçeği ıskalamadan önlemelerini bu gerçeklere göre belirlemesi son derece kıymetliydi.

Hiç kuşkusuz alınan önlemlere ilişkin herkesin üzerine düşen sorumluluğunu da unutmamak gerekir. Esasen bu konuda mücadelenin bundan sonraki kısmı da çok daha önemli hale gelmiş durumda. Tüm okulların, üniversitelerin eğitim-öğretime ara vermiş olmaları, spor müsabakalarının seyircisiz icra edilmesi, neredeyse tüm yerel, ulusal, uluslararası tüm toplantıların iptal edilmesi gibi bir dizi kapsamlı, kurumsal, kitlesel tedbirlerin sonucunda inşallah Türkiye içinde kısa sürede virüs tehdidi ortadan bütünüyle kalkacaktır.

Bu noktada hepimize büyük sorumluluk düşüyor. Ortada maksatlı dolaştırılan dedikodulara, karalamalara, çirkin yaklaşımlardan uzak durarak, sadece yetkili kurumların açıklamalarına itibar ederek, önlemlerimizi titizlikle sürdürerek, bu süreci sorunsuz atlatacağımıza yürekten inanıyoruz.

Diğer yandan, özel durumları fırsat bilerek, vur kaçlara meyledenleri, ticari ahlak yoksunlarına da hiçbirimiz imkan vermemeliyiz. Paniğe kapılmadan, çeşitli ürünlere olan talebimizi ihtiyacımızdan fazla talep etmeden, son derece sakin ama ne yaptığını bilen bir olgunlukta davranmalıyız.

Bizler neleri aşmadık ki… 

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu Diğer Yazıları