Yazarlar

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde perşembe günü toplandı.

Toplantı sonrası yayınlanan bildiride, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hafta başında Suriye'nin kuzeyindeki terör odaklarına karşı sinyalini verdiği sınır ötesi askeri operasyonu konusunda vurgular yapıldı.

Bildiride; "PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere, milli birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulmuş ve ilave tedbirler görüşülmüştür" denildi.

Bildiride, toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin hassasiyeti; "Güney sınırlarımızda icra edilen ve edilecek harekatların komşularımızın toprak bütünlüğünü hedef almayan, milli güvenlik ihtiyacının gereğidir " ifadeleriyle ortaya konuldu.

Ayrıca Türkiye'nin komşularının güvenliğiyle ilgili her zamanki özenli tutumu, bildiriye yine yansıdı. Buna göre bildiride; yapılacak operasyonun daha öncekilerde olduğu gibi komşularında huzur ve güvenliğine katkı sağlayacağı hatırlatıldı.

Bildiri de diğer bir vurguda Türkiye'nin sözde müttefiklerine. Buna göre; "Mensubu olduğumuz uluslararası kuruluşlarda ve ittifaklardaki yükümlülüklerinin gereğini her daim müttefiklik ruhu ve hukukuyla, ahde vefa ilkesine uygun bir şekilde yerine getiren Türkiye'nin aynı sorumluluk ve samimiyeti müttefiklerinden de beklediği vurgulanmış; bilhassa insanlığın ortak düşmanı olan terörizme destek vererek ve himaye ederek uluslararası hukuku açıkça ihlal eden ülkelere bu tutum ve davranışlarına son verme ve Türkiye'nin güvenlik hassasiyetlerini dikkate alma çağrısında bulunulmuştur" denildi.

Kısacası Türkiye'nin Suriye'ye sınır ötesi askeri operasyonun yapılacağı konusunda çerçeve çizilmiş oldu. Bu durum Türkiye'nin daha fazla sabredemeyeceği ve mutlaka hamle yapması gereken temel hayati bir meseledir.

Türkiye bugüne değin gerçekleştirdiği; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı gibi kapsamlı askeri harekatlarla Suriye'de terör koridorunun batıya ilerleyişini büyük ölçüde durdurdu. Ancak süreç tamamlanmadı. Hat boyunca saha, terör örgütlerinden temizlenerek, güvenli alanlar oluşturulmasına da imkan veren askeri harekatların sona ermeyeceği biliniyordu. Nitekim son Barış Pınarı Harekatı'nın bırakılan yerden devam etmesi kaçınılmazdı. Zira başta ABD olmak üzere Rusya'nın da Türkiye ile yaptıkları mutabakatlara uymaması nedeniyle ve Türkiye'nin bugüne değin hiç kapamadığı diplomatik kapıdan da sonuç alınamaması durumunda askeri harekatın yapılması Türkiye'nin güvenliğinin zorunluluğudur.

Suriye sınırı boyunca Suriye topraklarında en az 30 km derinliğinde güvenli bölge oluşturana kadar bu süreç devam edecek. Böylece geçici koruma altında Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin, oluşacak olan güvenli bölgelere geri dönebilme imkanı da doğacak.

PKK destekçisi İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılmak istemlerine karşı Türkiye'nin kararlı, hukuki, insani tutumu sürüyor. Türkiye'nin yapacağı askeri harekat, terör örgütlerine karşı olduğu gibi, PKK'yı ve FETÖ'yü destekleyen, kol kanat geren, aklını, stratejini, silahını, parasını veren başta ABD olmak üzere, NATO ülkelerine insanlığa karşı suç olan bu kirli tutumlarına yönelik ve insanlık adına da bir harekat olacaktır.

Uzun sözün kısası Türkiye; emperyalist kuşatmaya karşı, terörü destekleyenlere ve terör örgütlerini Türkiye'nin üzerine salanlara karşı verdiği istiklal mücadelesine yeni bir sayfa eklemeye hazırlanıyor...

Mübarek olsun...

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu Diğer Yazıları