Yazarlar

Türkiye Cumhuriyeti 97. yaşına girdi. 100.yıla ramak kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 hedefine yaklaşıldı ve mücadele olanca yoğunluğuyla sürüyor. Tek kelimeyle mücadele emperyalizme karşı veriliyor. Fransız Gazetesi Le Monde’ın dediği gibi; Türkiye 100 yıl sonra yine emperyalizme karşı mücadele veriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan emperyalizme kafa tutuyor, boyun eğmiyor. Tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi.

Batı emperyalizmi, uluslararası sistemin efendisi kibriyle davranmaya devam ediyor. Kurumları, ilkeleri, hakkı, hukuku, adaleti hiçe sayıyor. Demokrasi, özgürlük gibi maskelerle sömürü düzenine reddiye oluşturabilecek tüm düşünce akımlarının ya içine girerek etkisizleştirmeye çalışıyor ya da sahtesini üreterek kontrol etmeye çabalıyor. Türkiye’ye saldırıyor. Türkiye’nin bağımsızlık ruhuna saldırıyor. Türkiye’nin mazlum milletlere nefes olmasına saldırıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron bir figür, bir aparat. Ana aktör Batı emperyalizmi ve onun haçlı karakteri.

Tarih boyu soykırımların, katliamların, vahşetin üreticisi olmuş, haçlı emperyalizm olarak daima faşizm üretmiştir. Bugün de aynı çizgidedir. Medeniyet maskesiyle kendinden olmayanı ötekileştirerek, şeytanlaştırarak sömürü düzenini kalıcılaştırmak, aksayan yönlerini onarmak en büyük çabasıdır. Türkiye’nin başta Afrika olmak üzere Batı emperyalizminin tüm sömürge coğrafyalarında insanlık dayanışmasına girişmesinden rahatsızlık duyuyor.

Doğu Akdeniz’de, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, ekonomide, siyasette emperyalizm Türkiye’ye saldırılarını sürdürüyor. Toplumda ve özellikle de siyasette gedikler açmaya çalışıyor. Direnci kırmaya, iç uyumu zedelemeye, Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığıyla Türkiye’nin geleceğine hükmetmeye çabalıyor.

Yeni sömürü düzeni kurmak istiyor. Var olanı yenilemek, yeni jeopolitik sömürü adacıkları peydahlamak istiyor. İslam coğrafyasına saldırıyor. Kontrol edemediği rejimleri yönetimleri devirerek, mazlum milletleri modern köle, ülkeleri denetimi altında tutacağı pazar haline getirmek istiyor. Türkiye’yi engel olarak görüyor.

Batı Emperyalizmi, Macron eliyle saldırdıkça, İslam’a karşı nefret suçu işledikçe, çirkin saldırılarını sürdürdükçe en esaslı, en gür tepkiyi Türkiye’den, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan alıyor. Bu yüzden Erdoğan’dan çok rahatsızlar. Teslim alamıyorlar, susturamıyorlar.

İçimizdeki mikronlarını devreye sokuyorlar. Kontrollerindeki küresel medya ve yerel ayaklarıyla zihinleri teslim almaya çalışıyorlar. Malcom X’in dediği gibi; “eğer dikkat etmezseniz, medya size zalimi mazlum, mazlumu da zalim olarak gösterebilir.” Tam da bunu yapıyorlar, yapmaya çalışıyorlar. Bu noktada unutmayınız ki; “şeytanın en büyük hilesi, dünyayı var olmadığına inandırmasıdır”. Emperyalizm de aynısını yapıyor. Bunun içinde hedefe koyduğu ülkelerin içinden devşirdikleriyle bu yöntemi etkin kullanıyor. Bu yüzden ağzına emperyalizmi asla almayanlara şüpheyle bakın.

Türkiye’de kontrol ettikleri ve devşirdikleri unsurlarıyla devredeler. Cumhuriyet, Atatürk tartışmalarıyla birliği, dirliği dağıtmayı çabalıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak; “İçerde sıkıştıkça, dış politikadan hamaset üretiyor” diyerek, kara propaganda teknikleriyle emperyalizmin saldırılarını, kirli niyetlerini, çirkin yüzünü perdelemeye çalışıyorlar. Şeytanın yokluğuna inandırmaya gayret ediyorlar.

Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu Diğer Yazıları