Yazarlar

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Prof. Dr. Cevdet Erdöl

Bir mabedin özgürlüğü, bir milletin şahlanışı!

İbadete açılan herhangi bir camiye sevinmekten, müteşekkir olmaktan çok daha fazlasıdır Ayasofya! 1500 yıllık bir duruşun 86 yıllık tutsaklık zincirinin kırıldığı gündür 10 Temmuz. İlk ikindi ezanıyla semanın parladığı, imanlı gönüllerin genişlediği bugün, Ayasofya hüviyetine, bir miras hakikatine kavuştu. Fethin simgesi ve imanlı gönüllerin burukluğu olarak neredeyse bir asırdır kanayan yaramız olan bu emaneti maksadına uygun bir zemine taşıyan aziz devletimize Allah zeval vermesin. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere emeği geçen tüm yetkili ve gönüllülere en içten teşekkür ve dualarımı iletiyorum. Elbette tarih bu günleri altın harflerle yazacak. Bugüne vesile olan şahsiyetleri görmeyi ve bu tarihi güne ulaşmamızı nasip eden Rabbimize ne kadar hâmd etsek azdır.

Bu bir milattır sevgili okurlarım.

Sayın Cumhurbaşkanımızın veciz ifadeleriyle “Ayasofya’nın dirilişi, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların fetret devrinden çıkış iradesinin ayak sesidir. Ayasofya’nın dirilişi; sadece Müslümanların değil, onlarla birlikte tüm mazlumların, mağdurların, ezilmişlerin, sömürülmüşlerin umut ateşinin yeniden alevlenişidir.”

15 Temmuz bağımsızlık mücadelesi ile adımları güçlenen Türkiye’nin tüm dış mihrak ve şer odaklarına rağmen kendi iç hukukunu gerçekleştirebilme özgüveni ve istikbal inşasının müşahhas bir ispatıdır, 10 Temmuz!

15 Temmuz ise bir milletin ayağa kalktığı, bir medeniyetin tazelendiği, dünya mazlumlarının rahat bir nefes aldığı; kana bulanmak istenen bir gecenin şana bezendiği tarihtir.

4 yıl önce, kadim medeniyetimizi yerle bir etmek, büyüyen değil küçülen, veren değil alan bir Türkiye tesis etmek için yola çıkan hainler, bir Temmuz sıcağına kurdular saatlerini. Dünya mazlumlarının umudu, sığınağı Türkiye’mizi ithal baltalarla parçalamaya, yerine bir ihanet şebekesi koymaya kalkıştılar.

15 Temmuz’da; milli iradeyi antidemokratik eylemlerin en aşağılığı olan darbe ile devirmeye teşebbüs edenler, millet iradesini “Pensilvanya” iradesi ile değiştirme hasisliğini dünyanın gözü önünde gerçekleştirmeye çalışmış lâkin çok şükür, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihe geçen çağrısı ve asil liderliği; gazi milletimizin liderine, ülkesine kahramanca sahip çıkışı bereketine muvaffak olamamış ve dünya şahitliğinde rezil rüsva olmuşlardır.

O gece; necip milletimiz, necis bir zillete karşı kıyamete kadar ilânihaye unutulmayacak en ağır silleyi indirmiştir. Bir kez daha en sarih ve kesin bir şekilde anlaşılmıştır ki şühedanın aziz kanıyla sulanan bu aziz topraklar, asla sahipsiz değildir!

Çanakkale’de dönemin en güçlü armadasına “Dur! Benim göğsümde bu yüce iman durdukça geçemezsin!” diyen bir milletin, bir inancın ve bir imanın devamı 15 Temmuz gecesi hainlere yine aynı dersi vermiştir. Mehmet Akif’in, “Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın/ Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın / Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın / Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın” ikazı ve müjdesi 15 Temmuz gecesi tecelli etmiş, fecir doğmadan, hainler iğrenç ihanetlerinde boğulup gitmişlerdir.

Aziz Milletimizin say-ü gayreti neticesinde Yüce Allah ezanları susturan darbelerden, darbeleri bastıran salâlara kapı açmıştır. 15 Temmuz sadece alçakça bir darbeyi sindirişin tarihi değil, çok daha derin ve geniştir. Tıpkı 10 Temmuz Ayasofya’nın ibadete açılışı gibi 15 Temmuz’un da tefsiri, milattır, müjdedir, ibrettir, derstir, zaferdir, şuurdur, hikmettir, diriliştir, kurtuluştur, ayağa kalkış ve en nihayet bir milletin kendine gelişidir.

15 Temmuz’un sene-i devriyesi münasebetiyle O gece Bayrak inmez, Ezan dinmez, Vatan bölünmez diyerek zulme rıza göstermeyen, bedenleriyle işgal girişimini püskürten Aziz Şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi de minnet ve şükranla anıyorum.

Ez cümle:

Ayasofya’nın tekrar Cami olmasını istemeyen mihrakların, PKK- DAEŞ -FETO -ASALA -KCK ... gibi binbir çeşit belayı milletimizin başına saranların bizatihi kendileri ve onların dostları olduğunu hiç ama hiç unutmayalım!

Sağlık ve afiyet içinde kalınız.  

Prof. Dr. Cevdet Erdöl Diğer Yazıları