Yazarlar

Oğuzhan Bilgin

Oğuzhan Bilgin

Siber Vatan'ı savunacağız

Oğuzhan Bilgin tüm yazıları

Doğu Akdeniz'de Mavi Vatan'ımıza göz dikenlere karşı teyakkuzdayız. Yunanistan'a da, onu bir vekil-devlet olarak karşımıza çıkaran güçlere karşı da tavizsiz bir şekilde Mavi Vatan'ı savunduk, savunuyoruz.

Ormanlarımıza, tabiatımıza, ağaçlarımıza göz diken tabiat düşmanlarına karşı Yeşil Vatan'ı savunmak için nasıl mücadeleler verdiğimizi geçtiğimiz yaz yaşadığımız tecrübelerden biliyoruz.

Aynı şekilde millî savunma sanayimizin ürünü İHA, SİHA, Hisar, Akıncı, Gökbey, Akıncı'larla hava kuvvetlerimiz ve satın aldığımız günden beri Batı'nın tehditlerine ve yaptırımlarına maruz kaldığımız hava savunma sistemlerimiz ile Gök Vatan'ı müdafaa etmek için elimizden geleni yapıyoruz.

İşte en az bunlar kadar önemli, egemenlik haklarımızın ve demokrasimizin korunması için savunulması gereken bir alan varsa o da Siber Vatan.

Dezenformasyonun, yalanın, provokasyonların, terörizm propagandalarının, ekonomik manipülatörlüğün ve çocuk istismarının rahatça yapılabildiği bir dijital medya ortamı ile karşı karşıyayız.

Mütemadiyen Türkiye'nin egemenlik haklarını, bağımsızlığını, hukukunu, güvenliğini ve demokrasisini hedef alan provokatif yalanların sistematik bir biçimde yayıldığını görüyoruz.

Barış Pınarı Harekâtı sırasında Türkiye'yi "kimyasal silah kullanmak"la suçlayanları, Karabağ'ın işgalden kurtarıldığı dönemde "Suriye'den Azerbaycan'a savaşçı götürüldüğü"nü iddia edenleri ve kadın fotoğrafı koyarak açtıkları "Atatürkçü görünümlü" malum sahte sosyal medya hesaplarından FETÖ ve PKK lehine propaganda yapan yurtdışına kaçmış FETÖ'cü sosyal medya teröristlerini iyi tanıyoruz.

Dahası "Katarlılar sınavsız tıp okuyacak" gibi binlerce yalanı pervasızca ortaya atıp; bir dizi setinden görüntüleri "yandaş dernekten silahlar çıktı" diye manşetler atan bazı çok takipçili sosyal medya hesaplarının sistematik ve siyasal yalanlarını iyi biliyoruz.

Geçtiğimiz haftalarda da "dolar 30 TL olacak" diye ekonomik manipülasyon suçunu işleyenlerin hepsini gördük. İşte burada bireylerin en temel haklarını, özgürlüklerini, itibarını, ekonomik güvenliğini, toplumun bir arada yaşama kültürünü ve devletin egemenlik haklarını hiçe sayan sistematik bir dezenformasyon biçimi ile dijital saldırı türleriyle karşı karşıyayız.

Bütün bu olanlara karşı sosyal medya şirketlerinin, dijital medya platformlarının yeterli önlemi almadığı ortada. Hatta bırakın yeterli önlemi almayı, bir hukuk devleti olarak süreçle ilgili işlem yapmak isteyen Türk Devleti'nin engellendiği, gerekli bilgilerin paylaşılmadığı, teröristlerin sayfalarının kapatılmadığı da ortada. Dahası PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin elebaşlarının sosyal medya hesapları kapatılmadığı gibi adeta ödül gibi mavi tik de alıyor!

Kendi çıkarına uygun olan teröristin bile olsa propagandasına izin veren, çıkarına uygun olmadığında ABD Başkanı'nın bile hesaplarını sansürleyen bu uluslararası sosyal medya şirketleri hem devletlerin egemenliğini hem de hukuk ve demokrasi gibi en temel değerleri çiğneyip bir dijital faşizm örneği sergileyebiliyor.

Uluslararası araştırmalarda Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyadaki birinci ülke olarak görülüyor.

Bütün bunları "post-truth" tartışmalarında görüldüğü üzere bazı kavramsallaştırmalar üzerinden normalleştirmek çok yanlıştır. Algı oyunlarının hakikati önemsizleştirmesi bizzat insanı insan yapan hakikat kavramına bir saldırı anlamına gelir. Unutulmamalıdır ki hakikat mücadelesi vermek, hakikati savunmak insan olmanın gereğidir.

İşte bu nedenle siber vatan kavramının önemini her fırsatta vurgulayan, Türkiye'nin hukukunu ve demokrasisini, vatandaşlarının bireysel hak ve özgürlüklerini hedef alan dijital saldırı biçimlerine karşı savunmacı değil proaktif bir hakikat mücadelesi veren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı çok kıymetli bir görevi ifa etmektedir. Başkanlık tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan "Sosyal Ağ Projesi" işte bu proaktif politikaların ve çalışmaların önemli bir örneği olarak dikkatleri çekmekte. Başkanlığın çalışmaları dikkatle takip edilmeyi hak ediyor.

Oğuzhan Bilgin Diğer Yazıları