Yazarlar

Oğuzhan Bilgin

Oğuzhan Bilgin

Kazakistan hadiseleri çerçevesinde Rusya ve Türk Dünyası -2

Oğuzhan Bilgin tüm yazıları

Kazakistan'daki son hadiseleri konuşurken meseleyi sadece dış mihraklar üzerinden açıklayanlar sosyolojiyi, toplumsal farklılaşmaları ve hareketleri görmezden geliyor. Aynı şekilde Kazakistan'daki yönetimden, oligarklardan ve güçlü bürokrasiden rahatsız kesimlerin taleplerine odaklanarak sadece içe dönük analiz yapanlarsa meselenin uluslararası politika ve strateji boyutunu es geçiyor. Her ikisine de temas etmeyen analizlerin eksik kalacağı muhakkak.

Pek çok ülkede konjonktüre veya gelişmelere göre harekete geçme potansiyeli bulunan toplumsal fay hatları bulunmaktadır. Genelde bu potansiyelin görüldüğü toplumsal kesimlerde tepkiler sokağa yansısa bile adacıklar halinde ve kendiliğinden gelişir. Ancak bu tepkileri provoke edecek kıvılcımları organize edenler ve sonrasında da toplumsal hareketliliği yönlendirip örgütleyenler ise bir plan dâhilinde hareket eden unsurlardır. İşte toplumsal hadiselerde, kitleselleşen eylemlerde hem sosyolojinin hem de uluslararası politikanın kesiştiği bir alan tam da burasıdır.

Toplumsal tepkileri tetikleyip hareketleri yönlendirme konusunda ise yakın geçmişteki pek çok tecrübe bize Batı'yı işaret etmektedir. Nitekim ABD'nin maşası olmakla bilinen bazı fonlanan STK'ların, medya mensuplarının ve hatta doğrudan ABD'nin terör ayağı olan FETÖ'cülerin bunu diğer Türk ülkelerine de yayılacak bir "Türk Baharı" gibi lanse etmesi bunu göstermektedir.

Burada hem Ukrayna konusunda Rusya karşısındaki sıkışmışlıklarını dağıtıp Rusya'nın yakın çevresinde başka bir cephe açarak Rusya'ya; hem bölgede sınırı ve ekonomik gücü elinde bulunduran Çin'e; hem de Türk Devletler Teşkilatı'nı pasifize ederek Türkiye'ye karşı bir taşla üç kuş vurmak amaçlanmış olabilir.

Yalnız neticede bu Batı müdahalesini fırsat bilip bölgeye "davet edilen" güç Rusya oldu. Pazartesi günkü yazımda son dönemde Türk Devletler Teşkilatı'nın kurulmasının, Nazarbayev döneminde Kazakistan'daki millî devletleşme hamlelerinin, özellikle de Karabağ'ın işgalden kurtarılması sürecinde Türk Dünyası'nda artan milliyetçi özgüven ve cesaretin Rusya'yı rahatsız ettiğinden bahsetmiş, tarih boyu Rusların ilerlemesinin Türklerin gerilemesi anlamına geldiğini belirtmiştim.

Putin'in zihniyetinde Kazakistan'ı, Ukrayna'yı, Belarus'u Rusya'nın bir parçası olarak gören bir anlayış var. Hem Türk Devletler Teşkilatı'nın yarattığı atmosfer hem de bölgenin Rusya'nın etki alanından çıkma ihtimali son hadiselerde bir "turuncu devrim" riskini ortaya çıkardığından Putin için müdahale fırsatı ortaya çıkmış oldu. Kazakistan yetkililerinin KGTÖ askerlerinin yakında ülkeden ayrılacağını söylemesi Kazakistan'ın istikrarı için önemli olsa da Rus etkisinin arttığı da yadsınamaz bir gerçek.

"Sovyetler'in dağılması benim için bir trajediydi, Sovyetler'in çöküşü, tarihteki Rusya'nın çöküşüdür" diyen Putin fırsat buldukça başta Türk yurtları olmak üzere eski Sovyet toprakları üzerinde plan yapmaktan geri durmayan bir lider. Kırım, Donbas, Güney Osetya ve Abhazya için yaptıkları da bunu göstermekte. Ayrıca hâlihazırda Rusya'nın içinde yer alan Türk halkları ve özerk cumhuriyetlerini elde tutmak da Rusya için önemli. 30 yıldır cumhurbaşkanı unvanlı bir lider tarafından yönetilen Tataristan Özerk Cumhuriyeti'ni bir bölge statüsüne indirip, cumhurbaşkanlığı unvanını geri alması da hafifsenecek bir hadise değil.

Netice itibarıyla önceki yazılarımda da belirttiğim üzere Bosna'dan Turan'a kadar büyük bir güç mücadelesinin yaşandığı, bu mücadelede de Putin'in stratejileri olduğu malum. Şunu söylemek gerekir ki ABD planlarını, maşalarını, fonladıklarını eleştirmek kimseyi "Rusçu" yapmayacağı gibi – Rus stratejisini, fonladıklarını, taşeronlarını deşifre etmek de kimseyi "Amerikancı" yapmaz.

Son olarak eklemem istediğim şu ki, Türk Dünyası için bazı tekil hadiselere bakarak genel bir kötümserlik havasına girmek yersizdir. Geçmişten bugüne geniş bir tarihsel çerçeveden baktığımızda Türkiye'nin ve Türk Dünyası'nın yükselişi kesindir.

Oğuzhan Bilgin Diğer Yazıları