Transferi açıklandığında geçen yıl 30 milyon euro bonservis ödenen adamı, bir yıl sonra 1,5 milyon euro bedelle kiralamak büyük iş denmişti. Büyük iş falan değilmiş. Standardı yüksek maçlarda neyi yapamadığı daha net ortaya çıkıyor. En büyük özelliği pas olan Seri, en kritik top kayıplarının mimarıydı. Real Madrid, kendi standardına göre formsuz. Fakat hala yetenekli oyuncuları, ayağa pasları ve hızları var. En fazla aradıkları şey de boş alan. Hücuma çıkarken Seri’nin kaptırdığı her top bu şansı verdi. Pas hatası konusunda Marcao ve Luyindama da onu yalnız bırakmadılar. Nzonzi takımın tartışmasız en iyi futbolcusu. Varlığı oyuna orta sahada seviye atlatıyor. Dün ona ayak uyduran oyuncular Babel ve Andone’ydi. Andone çalışkan forvet olarak hem defansı önde başlattı, hem de hücumda boş alanlara iyi kaçtı. Hücumda fark yaratması beklenen Belhanda ise bu tip kalibresi yüksek maçlarda yorucu bir futbolcu. Ayaklarının kadife gibi olması gereken pozisyonlarda adeta zımpara gibi. Çıkarken taraftarla gerilim yaşamasının sebebi bundan. Fakat hiçbir maç tek bir oyuncunun yapamadıkları üzerinden açıklanamaz. Taraftar sezon başından bu yana göremediği iyi futbolun faturasını ona kesti. Hem PSG maçında hem de dün Galatasaray, oyuna tutunacak mücadeleyi gösterdi. Madrid’e karşı önemli pozisyonlar da buldu. Ancak aynı şekilde çok da pozisyon verdi. Hücumda ve defansta dengeli bir takım olamadı. İki maç üst üste kendi evinde, eksikleri ve sorunları olan standart üstü rakiplerine karşı, sahada mücadelenin üzerine geçemeyerek yenilen Galatasaray; grupta Madrid’de kazanamazsa üçüncülük müdacelesi verecek. Görüntü bu!