İşler ters gitmesin! Pozisyon vermeden iki gol yersiniz. Önce sanırım Tudor’un çıkmasını en son isteyeceği adam olan Mariano, erken bir sakatlıkla yerini Denayer’a bıraktı.
Sonra Olcan Adın’ın ince pasını ileri çıkan Lopes içeri kesti, Maicon topu kendi kalesine gönderdi. Rakip on kişi kalıp geri dönüş için tam rahat nefes alacakken Olcan Adın uzaktan Muslera’yı avladı. Üstelik Akhisar kalecisinin aut atışından gelen topta henüz pozisyon dahi oluşmamıştı.
Soyunma odasından hırslı dönen futbolcular, beş dakikada tabelayı 2-2’ye getirerek ters giden herşeyi yoluna koydu.
Gomis atılmasına rağmen taraftarı arkasına alarak oynadıkları halde galibiyet golünü atabildiler.
Tabela ilk yarı gibi biterse hoca gidecek. İkinci yarıdaki gibi biterse kalacak. Bir takımın bununla baş etmesi hiç de kolay değil. Bana göre sahada yapılan yanlışlar kadar terslikleri tetikleyen bir durum bu. “Takımın göstergesi elektriğidir” diyen tecrübeli teknik adam Mustafa Denizli’nin bu harika tespitine, o elektiriği etkileyen en önemli unsurun da taraftar olduğunu eklemek isterim.
Fenerbahçe derbisi öncesi Nisan’da erken şampiyonluğu konuşan Galatasaray tribünleri, yaklaşık bir aydır hocaları yeterli mi yetersiz mi onu tartışıyor.
Hocası tartışmalı takım da bundan olumsuz etkileniyor.
Tudor’un gitmesini isteyenlerin Tudor’dan istekleri ne? Bir sistem takımı yaratmadığı için mi, yoksa dünkü maçın ikinci yarısındaki gibi bireysel performansa dayalı oyunu her maç gösteremedikleri için mi öfkeliler.
Bir sistem takımı istiyorlarsa hocalarını tartışmaları anlamlı. Ancak sebepleri ikincisiyse bunun bu ligde mümkün olmadığını bilip ona göre davranmalılar. Yoksa ilk yarı sonu “istifa”, ikinci yarı sonu “şampiyon” diye bağırdıkları garip maçlarda kendi paylarının olduğunu da unutmamalılar!..