Erol Bulut sezon başı hazırlık maçlarında ve sezonun ilk haftalarında takımın kontrolünü elinde tutan teknik direktörken; olumsuz skorlarla birlikte anlatı, takımın hakimiyetini kaybeden hocaya dönmüştü. Başakşehir ile başlayan dört haftalık periyotta takım üzerinde etkisinin ne kadar fazla olduğunu ispatladı. Her maça çıkardığı on bir, maç maç değişen oyun planıyla bir teknik direktör takımı inşa etme aşamasında olduğunu gösterdi.
Öyle ki, sezon başından bu yana garip bir şekilde orta yapmakla eleştirilen Caner, Alanya karşısında orta yapmadan maçı tamamladı. Bu Caner’in o ortaları kafasına göre yapmadığını, Erol Bulut’un takım oyununu oturtamadığı ilk haftalarda oyuncusunun bu özelliğinden yararlandığının göstergesiydi. Dün Erzurumspor karşısında, ilk yarı bu iken Caner’in kanadını kullanarak oyuncusundan her maç farklı şekilde yararlandığını herkese gösterdi.
Dünkü galibiyetle ileriye daha güvenli bakan Fenerbahçe’nin Erzurum’da eleştirilecek tek yanı ilk yarıydı. İlk yarıda oynanan oyun, yüksek rakıma gitmiş bir takımın kendisini ikinci yarıya saklama stratejisiyse kabul edilebilir. Aksi halde her maça ayrı analizle hazırlanan teknik heyetin, rakibe abartılı önlemle hazırlığının sonucudur. Devre biterken takımın en etkisiz oyuncusunun attığı golle maçın en zor virajını döndüler.
İkinci yarı yaptıkları on dakikalık (45 ile 55’inci dakikalar arası) yüksek tempo hem tabelayı artırmaya hem de takımın fizik kapasitesinin göründüğünden de fazla olduğunu anlatmaya yetti.
Sezon başından beri yüzde yüzüyle oynamayan Fenerbahçe, potansiyelini tam kullanmaya başladığında nasıl bir takıma dönüşeceğini de bu on dakikaya bakarak anlayabilirsiniz.