Konya’daki maçta olduğu gibi Paris’te de sürpriz bir on bir sahadaydı. Konya’da oynanan maçta Kenan Karaman’ı kimse on birde beklemiyordu. Dün de Cenk Tosun’un yedeğe gelip onun yerine orta sahaya Okay Yokuşlu’nun eklenmesi sürprizdi. Keza Hakan Çalhanoğlu’nun yerine Kenan yine Fransa karşısındaydı. Dörtlü defans, beşli bir orta saha ve onların hemen önünde Burak Yılmaz. Bu on birin artıları neydi? Beşli orta saha, ki Burak Yılmaz da eklendiğinde altılı bir orta sahaya dönüştü. Arkadaki dörtlü ile kopmadan oynadıklarında, Fransa’nın çalımla top taşıdığı anların dışında, sahayı çok iyi kapladı. Tercihler içinde İrfan Can Kahveci’nin kanatta oynayacağı ön görülüyordu. Ancak maça Ozan Tufan sağ, Kenan Karaman sol kanatta başladı. Ozan ve Kenan savunma beklerine yardımlarıyla savunma direncini artırdı. Baskı yediğimiz dakikalarda Ozan ve İrfan’ın yer değiştirdiğini gördük. Böylece Ozan merkezde savunmayı güçlendirdi. İrfan solda ve Kenan da sağda hücumda topun bizde kalmasını sağladı. Oyuncu değişikliği yapmadan, modüler bir yapı gibi, sahadaki eksiklere göre oyuncu yer değişikliklerine imkan verdi. Okay’ın stoperlerin hemen önünde oynayıp, zaman zaman üçüncü stoper gibi Merih ve Çağlar’ın arasına girmesi, oyunu kurarken geride bir ekstra pas istasyonu daha oluşturdu. Bu on birin eksileri nelerdi? Fransa çalımlarla orta saha merkezini de zorlayarak geldiği anlarda Ozan’ın merkeze gelmesiyle orta saha üçlüsü benzer özellikli oyunculardan oluştu. Bu da savunması güçlü ancak topu ileri taşıyamayan bir oyunu getirdi. Yediğimiz baskıyı daha da artırdı. Kendi alanımızda çıkmakta zorlandık. Alanı çok iyi paylaştığımız, eşleşmelerde eksik kalmadığımız, artıları fazla olan maçın başlangıç planındaki topu ileri taşıyamama eksikliğine, Şenol Güneş ikinci devrenin hemen başında Okay-Hakan değişikliği ile müdahale etti. Sonucunu da sahada olumlu aldı. İkinci devre topu daha iyi kullandık. Pozisyonlar da yarattık. Fransa bizim alanımızı kapattığımız, oyunun sete döndüğü anlarda topa sahip olsa da pozisyon yaratamadı. Buna karşı çözümleri bireysel yetenekti. Fransa’nın çalımlarla yerleşimimizi arızaya uğratıp, bireysel yetenekleriyle buldukları pozisyonlarda kalesinde devleşen de Mert Günok’tu. Ay yıldızlı millilerimize teker teker helal olsun, ona ayrı bir helal olsun. Yurt dışına giden oyuncularımızdaki en büyük değişim, vücutlarını pozisyonlarda nasıl kullanacaklarını öğrenmeleri. Doğru açıda pozisyon alıyorlar, topa karşı sert oynuyorlar, omuzla faul yapmadan rakibinin pozisyonunu bozuyorlar. Şenol Güneş formdaydı. Ekibiyle her maça harika hazırlandı. Dünya şampiyonuna karşı dört puan aldı. Dahası iki maçta da dünya şampiyonuna karşı akılcı oynattı. Oyuncular harikaydı. Taktikleri eksiksiz ve disiplinle uyguladılar, dahası oynayan oynamayan herkes büyük bir karakter koydu. Bu takım gelecekte çok daha büyük saygı uyandıracak ve başarılar kazanacak. Yıllarca süren futbol istikrarsızlığımızın ardından grupta sergilediğimiz karakter ve dün oynadığımız futbol, aylarca okyanusta rotasını kaybetmiş denizcilerin bir sabah mutluluğa uyanmasını sağlayan kara gibi. Ufukta kara göründü. Mutluluk yakın.