Yazarlar

Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

Mahdum beyin antikoru var mı?

Antikor pozitif’ yeni bir seçkinler sınıfı olur mu?

Türkiye, farkında olmadan kovid-19 geçirenler olup olmadığını anlamak ve bir ‘bağışıklık haritası’ çıkarmak için vatandaşlara antikor testi yapıyor.

Bütün dünya ülkeleri buna başladı.

Virüsü yenmiş kişilerin, bu testi ‘bağışıklık pasaportu’ olarak taşıması tartışılıyor.

***

BBC, enteresan bir konuyu gündeme getirdi.

Ülkeler, bağışıklık pasaportu olmayana kısıtlama getirir mi?

Şirketler işe alımlarda antikor şartı koyar mı?

Bankalar antikor taşımayana kredi vermeyi reddeder mi?

Anne-babalar antikoru olmayana kız vermez mi?

Özetle; antikor taşımayanlar yeni bir dışlanmış sınıf, taşıyanlar yeni bir ‘seçkinler sınıfı’ mı yaratacak?

BBC, bu tür ayrımcılıkların 1800’lerde ABD’nin New Orleans kentinde çıkan sarı humma salgınından sonra yaşandığını hatırlatıyor.

***

Salgınla mücadele edilirken, olası sonuçlarını da şimdiden öngörmek gerekiyor.

Yeni bir bölünmeye ne bizim ne de dünyanın tahammülü yok.

TÜKETİCİ DEĞİL GIDA MÜFETTİŞİ

“Asıl azmaz bal bozulmaz

Bozulursa yağ bozulur

Çünkü sütten ayrılmıştır.”

Çayeli’de bir ayakkabı tamircisinde görmüştüm o yazıyı.

Muhtemelen merhum babam ayakkabı bırakmış, ben almak için uğramıştım tamirciye.

Çocuk aklımda kalmamış ismi.

Sağsa Allah ömür versin, değilse rahmet etsin...

***

Yıllar sonra hatırlamamın nedeni, Tarım Orman Bakanlığı’nın ifşa ettiği gıda sahtekarları.

Balı bile bozmuşlar ya!

Ege mucizesi sızma zeytinyağını...

Trabzon tereyağını...

Hem de Trabzon’daki şirketler!

Bozulma sadece ‘ayrıştırma’ ile olmuyor, ‘katkı’ da bozuyor.

***

Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin sözleri çok önemli.

“Vatandaşların Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ve Alo 174 Gıda İhbar Hattı’na gelen şikayetlerden çok yararlandık.”

“Denetimleri de arttırdık, sahtekarları daha sık ifşa etmeye başladık. Sahtecilik azalmaya başladı.”

“Daha çok denetim yapacak, tespit ettiğimiz sahtekarları daha sık ifşa edeceğiz. Cezalarını da arttıracağız.”

***

Halkın şikayetlerinin işe yaradığını görmek harika.

Bugünden tezi yok;

Rafları sadece ‘tüketici’ gözüyle değil, ‘gıda müfettişi’ gözüyle tarayacağız;

Gıda etiketlerinde yazanların ne anlama geldiğini daha iyi öğreneceğiz;

Ve şüpheli ürünleri bildireceğiz.

HAKARETE, KÜFRE KARŞI İLKESEL TUTUM

Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a yönelik sosyal medyada yapılan saldırgan paylaşımı merak edip araştırmadım.

Ahlaki zafiyetin dibini kim nasıl bulmuş merak etmiyorum.

Bir sözün ahlaka aykırı olması, kınamak, tepki göstermek ve sahibi hakkında hukuki işlem yapılması için yeterlidir.

Gördüm ki bu saldırı üzerine devlet teyakkuza geçmiş.

Saldırgan, -olması gerektiği gibi- AK Parti toplantılarında boy göstermesine bakılmadan anında derdest edilmiş.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin bakanları, AK Parti yetkilileri, saldırganın AK Parti toplantılarında boy göstermesini ‘ağırlaştırıcı neden’ sayarak tepkilerini göstermiş.

Yapılması gerekeni yapmışlar.

***

Hem sevindim hem kızdım.

Sevindim, çünkü bana umut veren devlet ve siyaset bu.

Kızdım, çünkü Cumhurbaşkanı’na, ailesine, AK Partililere, seçmenine, hatta devlet yöneticilerine kulak görmemiş hakaretler edenlere dava açıldığında, “bir tweet yüzünden soruşturma açıldı, hapse atıldı” diyenleri hatırladım!

Üstelik bu olayda bile hala “saldırgan AKP’li” algısı oluşturmaya çabalıyorlar!

Umudum yok ama bu olayın siyasete de bir ‘ahlaki tutarlılık’ düzeyi kazandırmasını diliyorum. 

Mustafa Kartoğlu Diğer Yazıları