Yazarlar

Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

Macron'u Fransızlardan ayırmak daha kolay

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, kendince bir ‘sinsilik’ yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye halkını ayırıyor.

Bunu, bir ‘proje’ olarak ve ‘kumpaslarla’ kurgulanmış bir siyasi süreçle ‘seçtirilen’ biri söylüyor.

Kime karşı?

18 yılda 14 seçim ve referandumda bir öncekinden daha yüksek oyla kazanmış, partisini yüzde 49,5’a, kişisel oyunu da yüzde 60’lara yükseltmiş Türkiye Cumhurbaşkanı’na!..

***

Macron’un sözleri ‘dikkate alınmayacak’ kadar sakil duruyor.

Ama temsil ettiği Fransa, AB’yi etkileme potansiyeli bulunan önemli bir ülke.

***

2017’deki seçim sırasında Alman Deutsche Welle ve İngiliz BBC kanalları, Macron’u ‘kurnaz’ diye nitelemişti.

‘Sinsiliğini’ ihmal etmişler.

Macron’un iktidar yolculuğu da kurnazca ve sinsice işlenmiş bir projeydi.

***

Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmeden önce, bakan olduğu ‘Fransa tarihinin en başarısız hükümeti’nden (Hollande hükümeti) istifa etti; Sosyalist Parti’de ön seçimden kurtuldu.

Adayların kesinleştiği Kasım 2016’da, seçimin favorisi ‘ciddi, mütevazı ve skandallardan uzak’ diye tanınan merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi’nin adayı Francois Fillon’du. 20 Ocak’ta Le Monde’un anketinde, aşırı sağcı Le Pen yüzde 25-26 ile önde, Fillon yüzde 23-25 ile ikinci, Macron ise yüzde 17-19 ile üçüncü sıradaydı.

5 gün sonra Fillon, ‘skandallardan uzak’ imajından vuruldu.

25 Ocak’ta, Le Canard Enchaine dergisi, eşi Penelope Fillon’un ‘siyasi danışman’ olarak gösterilip çalışmadan maaş aldığını yazdı.

Fillon erimeye başladı.

23 Nisan 2017’de seçimin ilk turunda, Macron yüzde 24,01 ile ilk sırayı alırken, Le Pen yüzde 21,3’le ikinci, Fillon ise yüzde 20,01 ile üçüncü oldu.

Böylece, Macron ve ‘aşırı sağcı’ Le Pen’le ikinci tura kaldı.

Diğer partiler ikinci turda Le Pen’e karşı Macron’u destekledi.

Macron 7 Mayıs 2017’deki seçimde yüzde 65.1 ile cumhurbaşkanı seçildi.

Ipsos’un anketine göre, seçmenin yüzde 43’ü ‘Le Pen iktidarını engellemek’ için Macron’a oy verdi.

Macron, iktidarının birinci yılında kötü yönetime baş kaldıran ‘sarı yelekliler’ isyanıyla karşı karşıya kaldı.

Kim halkını temsil ediyor? 

KİŞİSEL HIRSLAR AB’Yİ REHİN ALACAK MI?

Macron, Türkiye’ye karşı ‘çıkarları birleşen’ Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile kontrolündeki Malta ile birlikte şimdi de AB’yi yönlendirmeye çalışıyor.

Dün yapılan Güney Avrupa Ülkeleri toplantısının amacı, İtalya, İspanya ve Portekiz’i de Türkiye’ye karşı etkilemek ve 24-25 Eylül’deki Avrupa Konseyi toplantısından Türkiye’ye yaptırım kararı çıkarmak için destek almaktı.

Yazıyı yazarken toplantıdan karar çıkmamıştı.

Ama İtalya, Türkiye ile birlikte çalışma kararını açıklamıştı. İspanya ve Portekiz de bugüne kadar, Türkiye’nin “Akdeniz’de uluslararası hukuka uygunluk ve adil paylaşım” talebini dikkate almıştı.

Macron’un kişisel hırsları, komşularını ve AB’yi rehin alma girişimine dönmüş durumda.

Çap ‘micron’, hırs Macron!

Aynı şeyi Kıbrıs Rum Yönetimi de yapıyor. AB’nin Belarus’a karşı alacağı kararları “Türkiye’ye de yaptırım” isteyerek bloke ediyor.

AB bunlara boyun eğerse ‘birlik’ değil ‘kuyruk’ haline gelmiş demektir.

BÜTÜN FATURALARI ALMANYA ÖDEYECEK!

Yunanistan battı, Almanya para ver!

İtalya zorda, Almanya para ver!

Kovid’le mücadele edilecek, Almanya para ver!

Yunanistan Türkiye’ye karşı silahlanacak, Almanya yine para ver!

Rusya’ya yaptırım uygulanacak, Almanya Rus gazını getirecek Kuzey Akım-2 boru hat-

tını iptal et!

Başbakan Merkel’in ‘arabuluculuk’ çabaları boşuna değil.

Ama işi zor…

SARKOZY’NİN YOLUNDA…

Macron, bugünlerde sıkça benzetildiği eski cumhurbaşkanı Sarkozy’nin yolunu seçti ve ülke dışında kahramanlık’ rolüne soyundu.

Sarkozy’nin uluslararası hukuka aykırı olarak bombaladığı Libya’da gayrımeşru çete generali Hafter’i destekleyerek ‘ucuz zafer’ kazanmaya çalıştı.

Bunun için BAE Veliaht Prensi bin Zayed ve Mısır’ın darbeci generali Sisi ile işbirliği yaptı.

Parayı Veliaht, silahı Sisi verecek, Hafter ve paralı askerleri savaşacak ama Macron kazanacaktı!

Ancak Hafter’in, Türkiye’nin desteklediği BM tarafından kabul edilen meşru Libya Hükümeti’ne yenilmesi üzerine, Türkiye’yi hedefine aldı.

Bunun için Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin genişle-me politikalarına destek verdi, kışkırttı; Akdeniz’de Türkiye’yi tacize kalkıştı; Lübnan ve Irak’ı da Türkiye’ye karşı döndürmeye çalıştı.

Hepsinde de başarısız oldu.

Şimdi, AB’yi Türkiye ile karşı karşıya getirmeye çabalıyor.

AKŞAM, iki manşetinde de Macron’un ucuz kahramanlık girişimlerini deşifre etti.

‘Kibir abidesinin’ nereye kadar ilerleyebileceğini göreceğiz. 

Mustafa Kartoğlu Diğer Yazıları