Yazarlar

Mustafa Kartoğlu

Mustafa Kartoğlu

mustafa.kartoglu@aksam.com.tr

Fransız gazeteciden Macron'a 8 öneri

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, daha önce Türk donanmasını NATO ya şikayet etmiş, ancak sadece İttifak’ı değil, Fransız halkını da haklılığına ikna edememişti.

Görünen o ki, önceki gün “Doğu Akdeniz’deki durum endişe verici. Türkiye’nin petrol arama konusundaki tek taraflı kararları gerginliğe neden oluyor. Komşu ülkeler ve NATO müttefikleri arasında barışçıl bir diyaloğa izin vermek için bunların sona ermesi gerekir” sözleri de kendi halkını ikna etmemiş.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Akdeniz ülkeleri bir araya gelelim, sorunları çözelim” çağrısını dikkate almamasından olabilir mi?

Evet, biraz bundan.

Zira Erdoğan’ın bu çağrısı ‘haberi doğru verme’ ilkesine sahip olan Avrupa medyasında yer buldu.

İkinci neden ise Macron’un Fransa’yı darbeci Sisi rejimi ve BAE’nin karanlık veliahtı ile ‘müttefik’ yapması; buna karşılık NATO müttefiki ve Avrupa’nın en önemli güvenlik ve ticaret ortağıyla karşı karşıya getirmesi.

***

Twitter’a göz atarken Fransız gazeteci Jean-Dominique Merchet’in Macron’a cevabını ve devamındaki tartışmalar dikkatimi çekti.

60 yaşındaki savunma konularında uzman gazeteci, Macron’un sözlerini tersine çevirerek, “Fransa’nın Akdeniz’deki politikası tehlikeli hale geliyor. Gerilimleri azaltmaya çalışmak yerine, tek taraflı bir pozisyon benimseyerek, arttırıyor. Sorumsuzluk, bilgisizlik” mesajını paylaştı.

Fransa’nın eski İsrail Büyükelçisi Gérard Araud da cevaben, “Güç dengesine dayalı olmayan etkili bir diplomasi yok. Türklerin eylemleriyle karşı karşıya kalındığında, önce kuvvete karşı çıkmak gerekiyordu. Şimdi diplomasi zamanı” diye destek verdi.

***

Merchet, hem kendine ‘Türkiye yanlısı’ diyenlere hem de Macron’a, Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’deki ‘genişlemeci’ haritasını işaret ederek şu önerilerde bulundu:

1- İki tarafı da masanın iki yanına koyun ve deniz sınırlarını görün.

2- Anakaraya karşı bir adanın sınırı!

3- BMGK üyesi olsa bile Fransa’nın artık bir imparatorluk gücü olmadığını kabul edin.

4- Bir politikayı amaçlarına göre değil sonuçlarına göre yargılayın: Fransa’nın bu bölgede son başarıları nelerdir? Suriye?

5- Türkiye’nin Fransa’nın düşmanı olacağını düşünerek kavgacı tavırlar takınmayın.

6- Rusya, İran ve Çin ile olduğu gibi diyaloğa odaklanın.

7- AB ve Almanya ile birlikte gerginliği azaltmaya çalışın.

8. Enerji kaynaklarını arama konusunda işbirliği yapmak için Total’i Türkiye’ye gönderin. 

İNCE CHP’DE KALABİLECEK Mİ

CHP’li Muharrem İnce, öngördüğüm gibi bir açıklama yaptı.

Yeni bir manifesto ortaya koyarak ‘ayrı parti’ mesajı vermedi;

Kılıçdaroğlu ve onun CHP yönetimini eleştirdi;

Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyası sürecinde kendisine yönelik ‘kasıtlı davranışlarını’ sıraladı;

CHP’nin artık CHP olmadığını anlattı;

‘Memleket Hareketi’ adı altında Türkiye’yi dolaşarak ‘asıl CHP’yi anlatacağını söyledi;

Sürecin sonunda parti kurmaya karar verirse, bunun ‘asıl CHP’yi ihya etmek’ için olacağını vurguladı.

CHP’li olduğunu, CHP’yi bölmediğini, zira Millet İttifakı’nın içinde kalacağını ifade etti.

Şimdi soru şu:

CHP İnce’yi partide tutmayı mı, ihraç etmeyi mi tercih edecek?

İhraç etse, görmezden gelse de İnce’den ‘kurtulabilecek’ mi?

SEÇMEN NE HİSSEDİYOR?

Büyük umutlarla cumhurbaşkanı seçmek için mitinglere koştular, ceplerinden para harcadılar, güneş altında ter döktüler, tezahüratla nefes tükettiler.

Onlar kendilerini bu kadar adamışken, CHP Genel Merkezi’nde Genel Başkan ve yöneticileri, cumhurbaşkanı adaylarının kazanmaması için çaba gösteriyorlardı!

Seçimdeki hayal kırıklığından daha kırıcı...

Seçmene ve adayına bunu yapan bir anlayıştan daha neler beklenebilir?

ETİMOLOJİ/KELİME KÖKENİ

Özne: Türkçe ‘öz/kendi/asıl’ kökünden serbest çağrışımla türetilmiştir. Yüklem/fiilde bildirilen işi, oluşu, durumu yapan; kendisinden bahsedilen öğe/unsurdur.

Türkçe öğretiminde ‘başlangıç düzeyinden’ itibaren basitçe, “Yükleme sorulan ‘ne, kim’ sorularının cevabıdır” şeklinde ifade edilir.

Bir cümlede birden fazla özne bulunabilir. ‘Güneş, yer, gök, deniz iç içe kaynaşır’ dizesindeki gibi.

Adı verilmeden ‘gizli özne’ veya tek ise ‘bu, o, şu’ gibi zamirle; birden fazla özne sıralandığında ise tamamı ‘hepsi/bunlar/onlar’ gibi bir zamirle ifade edilebilir.

Bir metinde ‘bunlar’ diye birleştirilmiş özne -ayrıca bir başka özneden (gizli veya açık) söz edilmiyorsa- tüm metnin öznesidir.

Mustafa Kartoğlu Diğer Yazıları