Yazarlar

Murat Kelkitlioğlu

Murat Kelkitlioğlu

murat.kelkitlioglu@aksam.com.tr

Tuncay'ın yolundan pis kokular geliyor

AKŞAM'ın Ankara büro muhabirlerinden Yelda Gökdağ, önceki gün siyasette yeni dizayn hazırlıklarının habercisi olabilecek önemli bir kulis haber hazırladı. CHP ve HDP koridorlarında yüksek sesle dillendirilen bir iddiaya dayanak olan haber, CHP'li Tuncay Özkan'ın "HDP'ye geçeceğine" ilişkindi.  

Özkan'ın 1. sayfamızda yayımlanan habere tepkisi, seviyesine ve üslubuna yakışır şekilde oldu.... Açıkçası kendisine yakıştırdığım için sözlerinin üzerinde durmayacağım... Ama olguları alt alta sıralayıp, oluşan tablonun takdirini kamuoyuna bırakmak istiyorum! 

birden hdp aşkı başladı

Şöyle ki; 

16 Nisan referandumundan hemen sonra, Tuncay Özkan'ın birdenbire 'HDP aşkı' alevlendi ve Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret etti.  

Çıkıştaki açıklaması ilginçti... "Türkiye'nin birliği, bütünlüğü için... Adalet, özgürlük, barış için müthiş düşünceleri var. Türkiye Selahattin Demirtaş'ı daha bir can kulağıyla dinlemeli" diyordu Tuncay Bey!  

Ardından Kılıçdaroğlu'nun 'zaman ayarlı' yürüyüşü başladı... İlk gün HDP'nin 'muteber' ismi Sırrı Süreyya Önder kameraların karşısına geçip "CHP’den özeleştiri içeren ve toplumsal muhalefeti büyüten bir çağrı bekliyoruz" diyordu..  

İşte o beklediği çağrı, kısa süre sonra Tuncay Özkan'dan geldi... PKK'ya yakın DİHA'ya konuşan Özkan, "Demirtaş söyleyeceğini söyledi zaten, birlikte yaşamanın koşullarını anlattı, silaha karşı olduğunu söyledi. Tüm bunlar Türkiye’nin özlediği şeyler ama Türkiye’de öyle bir kaos, öyle bir gürültü yaratılıyor ki, onun oradan söylediği barış çığlığı kaybolup gidiyor. Bu yürüyüş onun o çığlığının bir tezahürü, ete kemiğe bürünmüş şekli" diyordu.  

Ardından HDP cenahından hatta Kandil'deki elebaşlarından yürüyüşe övgüler, yeni rota çizmeler geldi peş peşe... 

Adeta karşılıklı paslaşı-
larak, ısınma hareketleri
yapıyordu iki taraf!
 

Peki bu dediklerimden ne çıkıyor? 

1 - CHP kulislerinde, hatta belki de Tuncay Özkan'ın hemen ensesinde yürüyenlerce dillendirildiği gibi; Özkan, siyasi hayatını HDP'de devam etmek için zemin oluşturuyor. HDP'nin yeni 'Sırrı Süreyya'sı olma peşinde.. 

2- 16 Nisan'da çıkan tabloya da güvenerek, 2019 öncesi HDP ile CHP'yi aynı rotada buluşturmak için kendisine yeni bir rol biçmiş / biçilmiş durumda. 

'MEŞRUİYET' SAĞLAMA ROLÜ!

 Yani Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi hedeflenen 'çatı' CHP-FETÖ-HDP/PKK ana kolonları üzerine inşa edilmek isteniyor ve bugün de bunun temelleri atılıyor. 

Belli ki Tuncay Özkan'a da burada CHP'nin "Kemalist, ulusalcı" kanadını ikna görevi verilmiş. 

Şöyle düşünün; bu ilişkiyi Sezgin Tanrıkulu, Gürsel Tekin gibi isimler kurmaya kalksaydı, CHP tabanı ne tepki verirdi? 

'Ulusalcı, Ergenekon mağduru, Kemalist' bir isim üzerinden kurulan bu temasla, ilişkiye 'meşruiyet' kazandırılmak isteniyor. Tuncay Özkan ha doğrudan HDP içinde siyaset yaparak, ha bir köprü oluşturarak HDP siyasetine hizmet ediyor...  

Bugün Twitter'dan bize hakaret ederek bu olguları örtmeye çalışan Tuncay Özkan'a buradan sesleniyorum... 

Bu senaryolardan biri gerçek olursa, bakalım o zaman bu hakaret tweetlerini ne yapacaksın? Olmaz da 'HDP sevdan' başladığı gibi biterse, biz "Yanılmışız, özür dileriz" demeye hazırız! 

Hep birlikte yaşayıp göreceğiz!!!

Cumhuriyet Apartmanı

“Tarihimiz ikiye ayrılır; yakın tarihimiz, uzak tarihimiz. Bize en uzak olan da yakın tarihimizdir”. Giriş bölümünde, Oğuz Atay’ın, ‘Tutunamayanlar’daki bu cümlesine atıfta bulunarak başlıyor kitabına Ahmet Ağabey. 

Ahmet Kekeç’ten bahsediyorum! 

Türk basınında, hani derler ya 'kalemini çok iyi oynatanlardan' diye, işte öyle bir isimdir Ahmet Kekeç... Özellikle son dönemin polemik ve kelime ustasıdır. Ben çok uzun süredir tanıdığım için tarihe olan merakını da bilirim. O da sağolsun boş durmadı ve bize çok uzak olan yakın tarihimize ışık tutan bir kitap hazırladı. Ahmet Kekeç, ‘Cumhuriyet Apartmanı’ ismini verdiği kitabında, üzerinde günlerce tartıştığımız ‘sistem’ sorununa da o enfes üslubuyla değiniyor. 

Sizi bilmem ama ben kitaba başladım ve bir çırpıda bitecek gibi gözüküyor. 

Eline, yüreğine sağlık Ahmet Ağabey!

Murat Kelkitlioğlu Diğer Yazıları