Yazarlar

Türkiye’nin seçim kararı almasının ardından Batı merkezlerinde yaşanan paniği görüyorsunuz. Avusturya’da, Hollanda’da, Almanya’da referandum öncesinde alınan tavrın yeniden nüksetmesi, ‘koca koca’ yayın kuruluşlarının, “Erdoğan kazanırsa Batı bloku kaybeder” yorumları yapması boşuna değil.  

‘Beş benzemez’ muhalefeti bir mıknatıs gibi biraraya toplayan şey de tesadüf değil.  

Geçen haftayı gözünüzün önüne bir getirin... Rahmetli Necmettin Erbakan’ın yolunda olduğunu söyleyen Saadet Partisi, Abdullah Gül gibi bir ismi aday göstermek istiyor. Gül, ‘çatı olursam aday olurum’ diyor. SP, CHP’nin kapısını çalıyor. Daha 2007’de Cumhurbaşkanı olmasın diye yollara dökülen CHP,  Gül ismine ‘sıcak bakıyor’. O sırada kamuoyunun ‘liboş’ diye tanımladığı ne kadar isim varsa “Gül olsun da Gül olsun” diye tempo tutuyor, hatta onlara FETÖ’cü hainler eşlik ediyor.  

Yani rüya da görüp, birine yorumlatmaya kalksan işin içinden çıkamaz...  

Ama belli ki işte bu kadar güçlü bir ‘mıknatıs’ devrede... 

Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu açıklamalarına dikkat çekmek istiyorum; 

“Ellerinin ayaklarının birbirine dolaşmasından anladığımız kadarıyla şimdi tüm umutlarını 24 Haziran’a bağladılar. Muhalefetin bu ülkede Soroslar'ı çoktur ve bunlar sadece içeriden değil aynı zamanda dışarıdan destekli Soroslar'dır.” 

“Bunlar siyaseti millete hizmet için değil, göbeklerinden bağlı mahfiller için yapıyorlar. Sanıyorlar ki Erdoğan olmasa bunları millet seçecek. Erdoğan’ı Soroslar getirmedi, milletim getirdi, milletim alır.” 

Peşpeşe yapılan iki açıklamada da kritik nokta: Soros! 

Yani ‘turuncu devrimlerin’ para finansörü George Soros... 

Türkiye’de Gezi ayaklanmasında başrol oynayan, Osman Kavala ve Açık Toplum gibi aygıtlarıyla 15 Temmuz sürecine dahil olmaya çalışan, Büyükada’da toplantılar tertipleyen, 7 Haziran seçimlerinde ‘şaibe’ye dayanak olsun diye “Oy ve Ötesi” gibi yapıları destekleyen Soros! 

O yüzden Cumhur İttifakı’na yönelik topyekûn saldırı basit bir seçim stratejisi değil, Sorosgiller için varlık-yokluk meselesi! 

24 Haziran aynı zamanda bu ülkede milletin mi yoksa Soroslar’ın mı borusunun öteceğinin oylanacağı gün olacak... 

Peki kim mi bu Soroslar? 

Gezi kalkışmasının arkasındakilere, ekonomi üzerinde operasyon çekmeye çalışanlara, bir günde piyasadan hatırı sayılır dolar toplayanlara bakarsanız kim olduğunu görürsünüz!

Murat Kelkitlioğlu Diğer Yazıları