Yazarlar

Murat Kelkitlioğlu

Murat Kelkitlioğlu

murat.kelkitlioglu@aksam.com.tr

Dünya saldırırken eski Cumhurbaşkanı neredeydi? 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017’deki milletle son buluşmasında, “Sesleri, solukları çıkmayan kişiler bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konuşmaya başladı. Hayırdır?” ifadelerini kullandı. 

15 Temmuz kahramanlarını korumaya yönelik son KHK sonrası ilginç bir şekilde açıklama yapma ihtiyacı duyan eski Cumhurbaşkanı, ‘hayırdır’ sorularına, “Gerekli gördüğüm durumlarda görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim” cevabını verdi. 

Manzara bu olunca merak edip, Abdullah Gül’ün neleri ‘gerekli gördüğünü’ anlamak için daha önceki açıklamalarına ve tweetlerine bir göz attım. 

Mesela; FETÖ’yle mücadele sürerken, ABD elebaşının iadesi konusunda yıl boyunca somut hiçbir adım atmadı. Eski Cumhurbaşkanı bu konuda tepki vermeyi ‘gerekli görmemiş’. 

Mesela, NATO Norveç’teki tatbikatında Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef tahtasına koymuş, AP Türkiye’ye yönelik üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öneren bir rapor kabul etmiş, ABD sudan bir gerekçeyle Türkiye’ye vize sınırlaması getirmiş,17/25 Aralık kumpası, Zarrab davasıyla Atlantik ötesine taşınmıştı. 

Bunların da hiçbirine tepki vermeyi ‘gerekli görmemiş’ eski Cumhurbaşkanı. 

Kudüs kararı sonrası ise 3 gün sonra suya sabuna dokunmayan bir açıklamayla yetinmiş. 

Geçen yılın en önemli siyasi adımı 16 Nisan referandumu ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ydi. Gül, Türkiye’nin adeta geleceğinin oylandığı bu referandum sürecinde de pek ortalıkta gözükmemiş. 

Tablo bu olunca ‘Hayırdır’  diye sormayalım da ne yapalım? 

Türkiye 2019’daki kritik Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken, Abdullah Gül’ün “daha fazla konuşma” isteğini, konuşmaya duyduğu özlemle açıklayabilir miyiz? 

Belli ki bu süreçte saflar daha da netleşecek! Bakalım “konuşmak”, eski Cumhurbaşkanı ve ona bel bağlayanlar için neler getirecek? Yaşayıp, göreceğiz...

Murat Kelkitlioğlu Diğer Yazıları