Yazarlar

Murat Kelkitlioğlu

Murat Kelkitlioğlu

murat.kelkitlioglu@aksam.com.tr

Her gün terör bilançosu mu açıklanır!  

Hatırlayacaksınız, Türkiye 22 Temmuz 2015’te Şanlıurfa Ceylanpınar’da 2 polisimizin şehit edilmesinin ardından bir konsept değişikliğine gitmiş ve güvenlik güçlerimiz Lozan’ın yıldönümünde yani 24 Temmuz 2015’te bölücü teröre karşı topyekün taarruza geçmişti. Sadece Temmuz 2015-Şubat 2017 tarihleri arasında 10 bin terörist etkisiz hale getirilmiş, PKK’nın özerklik hayallare açtıkları ‘hendeklere’ gömülmüştü! 

İşte o kararlılıkla başlayan terörle mücadele hız kesmeden devam ediyor. Üstelik FETÖ’cü ihanet şebekesinin ‘hendek terörü’nden umduğunu bulamayıp, doğrudan askeri müdahaleye yönelmiş olmasına rağmen!  

Bu yeni konseptte 2 yılı geride bıraktık! Mehmetçik, savunma pozisyonundan arazide bul ve yok et pozisyonuna geçip, İHA’lar ve SİHA’larla teröristleri inlerinden kafalarını uzatamaz hale getirmiş durumda. Bölge halkının bu çakal sürüsünün gerçek yüzünü görmesi, dağa katılımların azalması ve kayyumlar aracılığıyla devlet hizmetlerinin doğrudan halka götürülmesi “teröristle mücadelenin yanında terörle mücadelede yapılmalı” söyleminin hayata geçmiş olması anlamında kritik öneme sahip!  

Buraya kadar herşey güzel...  

Ancak bir konuda itirazım var! 

O da terörle mücadele edilirken, bir ‘bilanço’ enflasyonunun yaşanıyor olması! Yani bir Genelkurmay Başkanlığı, bir İçişleri Bakanlığı hatta valilikler “Şu kadar terörist etkisiz hale getirildi, bu kadar bomba ve patlayıcı bulundu” diye neredeyse her gün bir ‘bilanço’ açıklaması yapıyor... 

Belki moral motivasyon açısından kritik öneme sahip ancak bir de şöyle düşünün... Biz, bize dayatılmak istenen ‘terör ülkesi’ imajını reddetmiyor muyuz? Yani her gün “Şu kadar terörist öldürüldü” açıklaması yapılan bir ülke için dışarıdaki bir göz ne düşünür... Demez mi; “Eee hani terör ülkesi değildiniz, bu nedir?”... 

Şimdi bunu yazdığım için tepki gösterecekler olacaktır... Ancak biraz sağduyulu düşündüğünüzde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Haa bu arada hiç açıklanmasın da demiyorum, ama bunun daha uzun aralıklarla ve belli dönemlerle sınırlı olması gerektiğini düşünüyorum!  

Murat Kelkitlioğlu Diğer Yazıları