Yazarlar

Markar Esayan tüm yazıları

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayının Arnavutköy’deki esnaf kardeşimize dönük muamelesini izlediğimde açıkçası sırtıma “pislik” sürülmüş gibi hissettim. 

Çok özür diliyorum. Ama inanın tiksindim. 

Yıl 2019, ama biz 1970 kasaba siyasetçisi “Zübük” tiplemesinin gerisine düşmüş vaziyetteyiz. 

Bu aday şahıs vatandaşa nasıl bu kadar fütursuzca dokunabilir anlayabilmiş değilim. Esnaf arkadaşımıza da sabrından ötürü teşekkür ediyorum. Çünkü olur da şöyle bir elini itseydi, herhalde bir ay boyunca bunların mağduriyet cazgırlığına maruz kalacaktık. 

CHP’li adayların kim olduklarının çok önemi yok demiştik. Mühim olan kime kaybettiriyor olduklarıdır. Hasılı Erdoğan’ın karşısına kimi çıkarsanız, PKK’sından FETÖ’süne, ABD’sinden AB’sine zaten onu destekleyecek. 

Ama insanın gururuna dokunur da punduna getirip milli/yurtsever birkaç dişe dokunur laf eder değil mi? Yok etmezler, etmiyorlar, etmeyecekler. 

Ajansları izin vermiyor çünkü. 

CHP şunu çok iyi bilmektedir. Uzun yıllardır yaptıkları algı çalışması ile seçmenlerine her türlü anormalliği hazmettirebilmişlerdir. Dolayısıyla “Sınırımızda başkası olacağına PYD olsun” deseler de, PKK ve FETÖ’ye tek kelime etmeseler de oy kaybından çekinme durumunda değildirler. 

CHP ve HDP’ye 2010’dan beri kendi kitlelerini marjinaleştirme görevi verilmiş gibidir. HDP’nin zaten ne olduğu bellidir. CHP ise kaset operasyonuyla bu işleve uygun hale getirilmiştir. 

O yüzden CHP’nin her türlü fütursuzluğu yapma lüksü vardır. Tutarlı olmak zorunda değildir. Ülkenin kırımızıçizgileri, önemli meseleleri onun için herhangi bir endişe vesilesi değildir. 

Şu anki tek endişe, 31 Mart’ta çalınan oyların 23 Haziran’da çalınamayacak olmasıdır. 

Markar Esayan Diğer Yazıları