Yazarlar

Kurtuluş Tayiz

Kurtuluş Tayiz

Veliaht Prens ABD için artık 'sabıkalı' ortak 

Suudi konsolosluğunda kaybedilen Cemal Kaşıkçı, dünyanın birinci gündemi olmayı sürdürüyor. Ortaya çıkan yeni bilgiler, görüntü ve fotoğraflar, Kaşıkçı’nın, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın mahiyetindeki bir ekip tarafından ortadan kaldırıldığına işaret ediyor. 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Riyad’da görüştüğü Veliaht Prens’e bir an önce Kaşıkçı vakasını aydınlatması gerektiğini hatırlattı ve uyardı: “Kral olman tehlikede!” 

Oysa Veliaht Prens’in kaderi ABD’den çok Türkiye’nin elinde. Türkiye’nin yürüttüğü soruşturmanın sonuçları henüz resmen açıklanmış değil. Bu soruşturma Kaşıkçı cinayetinin Veliaht Prens Selman’la bağlantısını ortaya koyarsa, Prens Selman’ı ABD’nin kurtarması da biraz zor olur. 

ABD, bu vakada Veliaht Prens’i koruması altına alsa dahi, bu saatten sonra Selman ile faydalı bir ortaklık yapmaları zor. Zaten tam da bu yüzden Mike Pompeo, Riyad ziyaretinden sonra Ankara’ya gelmek zorunda kaldı. Ankara’yı dışlayarak Veliaht Prens’i kurtarmaları mümkün değil. Ankara’nın tavrı ise Kaşıkçı vakasının tüm yönleriyle aydınlatılması yönünde. Rüşvetle, vaatlerle, tehdit ve şantajlarla Ankara’yı susturmaları mümkün değil. ABD için Prens Selman artık “sabıkalı” bir ortaktır. Trump’ın, göreve geldikten sonra kurguladığı ABD-İsrail-Suudi Arabistan-Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ittifakı, Kaşıkçı vakasıyla büyük darbe aldı. Bu ittifakın hedefinde Ankara’nın olduğu da sır değil. 

15 Temmuz darbesi öncesi Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden FETÖ’ye milyonlarca dolar akıtıldı. Suudiler, şimdi de konsoloslukta işledikleri cinayetin karşılığında ABD’ye sus payı olarak -başlangıç kabilinden- Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütüne 100 milyon dolar gönderdi. Kaşıkçı’yı öldürmek için gönderilen iki uçak dolusu katilin BAE ve Mısır’a uçması, bu cinayette hangi ülkelerin ortaklık yaptığını da ele veriyor. Ankara, Kaşıkçı vakasını bu gerçekler ışığında değerlendirmek zorunda ve öyle de yapıyor. 

PUTİN, FIRAT’IN DOĞUSU İÇİN BASTIRIYOR

ABD, Kaşıkçı vakası üzerine yoğunlaşırken Rusya da Fırat’ın doğusuna yönelik baskısını artırmaya başladı. İlk olarak Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin, Fırat’ın doğusunda “yarı-devlet” niteliği taşıyan bir yapı inşa ettiğini açıklayarak dikkatleri buraya çekti. Dün de Putin, ABD kontrolündeki bu bölgede tuhaf işler döndüğünü duyurdu. Putin’in açıklaması şöyle: “Fırat’ın doğusunda ABD’nin kontrolündeki bölgede ne olduğunu kimse bilmiyor, orada hâlâ DEAŞ güçleri var. DEAŞ, Fırat boyunca ABD kontrolündeki bölgede varlığını artırdı. Teröristler toplam 700 kişiyi esir aldılar ve 10 kişiyi de idam etti.” 

Putin’nin bu sözleri, Rusya’nın Suriye’de ilk kez ABD kontrolündeki bir bölge için (Fırat’ın doğusu) yüksek sesle itiraz ettiğini gösteriyor. İki ülkenin bugüne kadar Suriye’yi paylaştığı ve danışıklı hareket ettiği söyleniyordu. Fakat Putin’in bu son açıklaması, Rusya’nın, ABD’nin kontrolündeki Fırat’ın doğusuna müdahaleden çekinmeyeceği anlamına da geliyor. Ankara ve Moskova, İdlip’ten sonra Fırat’ın doğusundaki sorunu da birlikte/ortak çözeceğe benziyor. 

Kurtuluş Tayiz Diğer Yazıları