Yazarlar

Kurtuluş Tayiz

Kurtuluş Tayiz

Kılıçdaroğlu neden öfkeden deliye döndü?

Kurtuluş Tayiz tüm yazıları

İdlib krizi sonrası Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetiminin duruşunu doğru okumak gerekiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımında Erdoğan nefreti yok, dikkat edilirse Türkiye düşmanlığı var.

Bakınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile vakti zamanında dost geçinen Esed’i hiç sevmediler, ta ki Esed kendi halkını bombalayana ve Erdoğan’a savaş açana kadar. Erdoğan’la ters düştüğü gün katil Esed’in ayağına heyetler gönderip ortak konferanslar düzenlediler.

Bu yaklaşım maalesef Kemal Kılıçdaroğlu’nun bütün davranışlarına, CHP’ninse Erdoğan politikasına hakim olmuş durumda.

Mesela ABD’nin Erdoğan’a düşman olan yanını seviyorlar. Kararsız olan, Türkiye’ye yakın duran ABD’den hiç haz etmiyorlar. Ama terör örgütü PKK/YPG’yi destekleyen Pentagon’la aynı çizgideler. Yanı başımıza terör devleti kurmaya çalışan ABD’ye açıkça tapıyorlar. “Başkası olacağına YPG komşumuz olsun” diye Pentagon’a destek çıkıyorlar.

Erdoğan’ın ‘dostum’ dediği herkese düşmanlık besliyorlar. Erdoğan biraz yakın durduğu için Soğuk Savaş dönemindeki gibi Rus düşmanı olmuşlardı. Ama bu duyguları çok çabuk değişti; Rusya’nın destek çıktığı Esed çeteleri askerlerimizi şehit edince Rusya’ya sempatiyle bakmaya başladılar. “Rusya ile savaş çıksa banko Rusya’yı tutarım” demeye başlarsalar kimse şaşırmasın.

Hatırlarsanız Erdoğan’a darbe yapmaya kalkan FETÖ’yü de çok sevdiler. FETÖ düşmanlığından bir anda FETÖ’nün siyasi şubesi olup çıktılar.

Hele Erdoğan’ı seven Kürtlere duydukları nefret tam ibretlik. Kanlı terör örgütünün siyasi kolu olan HDP’yi kendilerine müttefik yaptılar. Bugün gelinen noktada HDP, CHP’nin “stratejik ortağı” durumunda.

Bir de öyle CHP milletvekilleri var ki, savaş çıksa Türkiye’ye karşı İran’ı destekleyebileceklerini dahi şimdiden deklare etmiş durumdalar. Ki İran’la da aslında savaştayız bir nevi. Suriye’de Esed’in kara ordusunu İran milisleri oluşturuyor.

Aslında CHP’yle ilgili bu kara tablo, Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçmesinden sonra oluştu. Evet, şöyle yanlıştılar, böyle hatalıydılar ama CHP yönetimi en azından Türkiye düşmanı değildi. Baykal, Türkiye’ye düşmanlık eden kim varsa onu kendisine müttefik, dost, ortak kabul etmedi. Tutarsız bir laiklik anlayışları vardı; demokratçılık taslayıp otoriter takılırlardı, muhalefet olmanın getirdiği pragmatizmle ne kadar hükümet karşıtı varsa anlaşırlardı; fakat CHP, Kılıçdaroğlu’nun başkanlığına kadar Türkiye düşmanlığının siyasi merkezi/ayağı haline gelmemişti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü konuşmasını izleyenler eminim yüzüne vuran öfke ve kızgınlığı da fark etmişlerdir; Türkiye, İdlib saldırısını püskürttükçe, Esed’e darbe üstüne darbe indirdikçe; TSK, Esed ve İran çetelerine karşı başarı üzerine başarı kazandıkça Kemal Kılıçdaroğlu öfkeden deliye dönüp çileden çıkıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin başarısından dolayı kendini kaybetmiş durumda. Bu bile Kılıçdaroğlu’nun neye ve kimlere hizmet ettiğini açıkça göstermiyor mu? 

Kurtuluş Tayiz Diğer Yazıları