Türk futbol tarihinin akışını değiştiren Hüseyin Avni Aker Stadı’nın son maçı kalite olarak olmasa da iki takım oyuncularının da hırsı ile bu finale yakıştı. Mücadeleleri, oyuna kattıkları heyecan alkışlıktı ama hırs kontrolleri yetersiz, kapasiteleri ise bu kadardı!
Trabzonspor’un tarih yazdığı Avni Aker, neler gördü neler. Daha 10’uncu dakikada Antalyaspor kalecisinin hakemden aldığı müsamahayla vakit geçirmesi gibi vakalara çok tanıklık etti o tribünler ama bu kadar vasat golcüleri pek görmedi mesela! Necmileri, Ali Kemal, Hüseyinleri geçtik, hadi Şota, Fatih, Burakları da aramıyor o gözler ama koca kale yerine karşı karşıya iken bile ısrarla kalecinin üzerine vuranlara az rastladı. Trabzonspor’da sorun ileride başlıyor yani. Daha çok bireysel çaba ve uzun toplarla top oraya kadar geliyor ama acemice eriyor. Düşünün, son bölümde stoper Mustafa Yumlu’dan medet umuldu, en ileride duran O’ydu. Hatta Onur bile gitti!
Kötünün iyisi orta saha. Sessiz sedasız oraya Bero önemli artı sağlıyor ama diğer taşlar yerine oturmuyor. Yusuf yine takımın en çok isteyeni-çalışkanı ama son tercihleri genelde yanlış. Mehmet Ekici’nin hareketleri hızlı ama takıma hız asla katamıyor. Yetmezmiş gibi her duran topun başında ve sıklıkla adres öndeki rakibin kafasına! Okay ve Onazi ise sadece mücadele ediyor. Trabzonspor transferde önce forvet hattına çözüm bulmalı sonra yaratıcı bir orta saha bulmalı. Yoksa “Onur’lu maçlar”la sezonu zor kurtaracak.
Aslında Antalyaspor’a altın tepsiyle sunulan çok şey vardı. Her iki yarının başında kazanılan bir gol ve şüpheli-değerlendirilemeyen penaltı. Sıkça oyun disiplinini kaybeden bir rakip. Onlar sadece direnmeyi denedi, istediğini öyle buldu.
Avni Aker neler gördü ama böylesini görmedi. Avni Aker’e yakışmıyor ‘alt sıraları ilgilendiren maç’ ifadesi… Ama son dönemlerde sıkça bu tür maçlara sahne oluyor. Avni Aker tarihe gömülüyor ama Trabzonspor da hızla eriyor.