Fazla iddiası olmayan takımların maçlarında göze hoş gelen futbol beklenir, zira oyuncuların üzerinde psikolojik baskı yok. Hata yapmaktan korkmaz, istediklerini daha rahat yaparlar diye umduk uzun süre. Ama bunun için olmazsa olmaz olan hırsı iki takım oyuncuları da göstermedi ilk yarıda. Hatta bu rahatlığı yanlış anlayanlar bile oldu! Trabzonspor’un penaltıdan golünü atan Burak, yenilen golün de mimarı oldu. Rakip defans dengesiz yakalandığında kendi yarı alanında aldığı topu pas verse tehlikeli atak başlayacakken, gereksiz çalım ve kaptırdığı topla Malatyaspor’un beraberlik golü geldi. Sıkıcı maça güzelliği Rıza Çalımbay’ın nihayet yanlıştan dönmesi getirdi. Takımın etkisiz ismi Olcay’ın yerine N’Doye girince, aylardır sol kanatta neredeyse melekelerini yitirecek hale gelen Yusuf Yazıcı sağ kanada geçti. Ve bildik Yusuf Yazıcı yeniden ortaya çıktı. Onu özel kılan gollerini hep attığı gibi, sağ kanattan yaptığı hamleler sonrasında sol ayakla klas vuruşları yaptı peş peşe, sıkıcı maça kalite kattı. Maçın bu kadar farklı olmasında Erol Bulut’un da rolü olduğuna not düşelim. Maç berabere giderken Bulut’un defansı niye o kadar ileride kurduğuna anlam veremedi kimse. Zira Trabzonspor zaten bu sezon öyle var oldu; defansın arkasına atılan toplar ve Burak’ın koşularıydı.
Burak’ın nihayet asist yapması da dünün unutulmayacak anlarındandı. Bir de N’Doye’u unutmayalım. Forvette etkisizliği ile hep eleştirilen bu oyuncu, özel bir oyun kurucu gibi top dağıtması ve iki goldeki müthiş katkısı ile Trabzonspor’un aylar sonra sahasında aldığı galibiyetin önemli mimarlarındandı.