Aslında kolay olabilecek bir maçtı Trabzonspor adına. Transfer yapamaması ve sakat oyuncu fazlalığına rağmen her şey bordo-mavililerin lehineydi. Ama orta alandaki pas trafi ğinin yetersizliği, hücumdaki şaşkın tercihler ve kulübeden bir türlü gelmeyen müdahaleler hesapları az kalsın altüst ediyordu. Çoğu birbirlerini tanımayan yepyeni kadrosuyla Ankaragücü’nün ağırlıkla rakibi oynatmama yönündeki çabasının bu kadar işe yarayacağını açıkçası kimse hesap etmemişti. İleride çoğunlukla 4-5 kişiyle baskı yapma cesurluğu bile gösterdi ve aslında bu tam da Trabzonspor’un işine gelecek bir durumdu. Topu hızlandıracak, pas yüzdesi yüksek önemli ayaklar vardı zira, ama ilk 10 dakika dışında baskıyı kıracak yol bulamadı bordo-mavililer. Halbuki 1-0’dan sonra bir gol bulsa Ankaragücü rahat çözülebilecek kırılganlıktaydı. İlk yarıda onca pas hatası yapması, son haftaların en sıkıcı ve kötü futbolunu ortaya çıkardı. Uyum sorunu, antrenman eksiği ve buna bağlı taktik yetersizlik ilk 45 dakikanın ardından etkisini gösterdi. 45-80 arası sanki yürümeye bile mecali yoktu çoğu Ankaragüçlünün. Bu kez ileride 1 kişi bile bırakmadılar, defansa çekildiler. Buna rağmen boş alan ve net pozisyonlar buldu Trabzonspor ama hücum hattında adeta şaşkındılar. Gol gelmemesi bordo-mavililerin güven sorunu yaşattı, her geçen dakika daha geriye çekilmeye başladı. Ünal Karaman’ın zorunlu İbanez değişikliği bir yana, oyuna müdahalede ilk hamle için 85’i beklemesi, sağ kanattaki çaresizliğe çözüm bulamaması, Ankaragücü’nü bir anda oyuna ortak etti. Son bölümdeki olağanüstü çabası beraberliğe yetmedi, hakem kararları dahil her yönüyle ilginç maçı bordo-mavililer zor da olsa kazandı.