İlk 5 dakikada Erzurumspor, önceki maçların aksine uzun toplar yerine pas oyunu ile Trabzonspor’un erken baskı planını durdurdu. Etkili de oldu.
Ünal Karaman, ilk müdahalesini çok erken yaptı, Abdülkadir ve Amiri’yi, rakibin kanatlardaki iki yaratıcı ismi Emrah ve Özer’e çok yakın oynatmaya başladı. Bu hamle şöyle bir durum yarattı:
Erzurumspor aniden durdu, ama Trabzonspor’un öndeki ikilisi Burak ve Rodellaga’ya kenardan hiç top gelmedi.
Bu şartlarda gözler, ilk aşamada bir kişinin üzerine çevrildi; son haftalardaki formu ile maçın adamı olacak o kişi Sosa’ydı. Ancak bırakın maça etki yapmayı, heves dahi yoktu. O’ndan fayda gelmedi, haftalardır çıkış yapması beklenen Abdülkadir Ömür’ün farklılık yaratması beklendi bu kez. O da yine vasattı. Tıpkı konuk ekipteki Emrah Başsan gibi, yapabileceklerinin 100’de birini bile yapamadı.
Rodallega’nın direkten dönen şutu bir yana, ilk yarıda Erzurumspor’un daha çok şutu ve etkisi vardı.
Pas hatası tavan yapan Bordo-Mavililerde bir başka formsuz isim daha vardı; Ünal Karaman. Adam eksilten tek bir oyuncusu yokken ikinci yarıya tekniği olmayan, güce dayalı futbolun temsilcileri Kucka ve Ekuban’la başlamak yanlış hamleydi.
Hem de yanında Yusuf Yazıcı ve Nwakaeme gibi iki yaratıcı isim varken.
Erzurumspor taraftarının hep dert yandığı ‘Ah bir golcümüz olsa’ serzenişlerinin haklılığı dün bir kez daha ortaya çıktı.
İmkanı olan 85’deki Erzurumspor’un atağını izlesin. Defansın arkasına koşu yapan sadece Kone varken, Bordo-Mavili oyuncu Toure’nin şaşkınlığına, pozisyon alışına baksın. Bu kadar formsuz varken, alt sıralardaki Dadaşlar Trabzon’dan bir puanla ayrılmalarına sevinmiş midir, karar veremedik!