Bir hafta önce İstanbul’daki maçta penaltı pozisyonu dışında hiçbir varlık gösteremeyen Zenit için Ümraniye’den daha kötü takım benzetmesi yapmıştım. Dün akşam ise bu takım karşısında rahat tür atlayacağımızı düşünmüştüm. Ancak daha oyunun ilk dakikalarında Sadık Çiftpınar’ın hatasından gelen golle birçok F.Bahçeli gibi ben de şoke oldum. Ve her geçen dakika, “Acaba Ümraniye gibi Zenit’e de elenecek miyiz düşüncesi beni şüpheye düşürmeye başladı”. Turu geçmek için mutlak gole ihtiyacımız olduğunu bilmeme rağmen bu ileri uçtaki 4’lü forvetten santrfor olan Ayew, sol kanattaki Alper, sağdaki Moses ve Eljif ile golü atmayı bırakın gol pozisyonuna girebileceklerinden bile şüphe etmeyi başladım. Oyunun olmazsa olmazlarından rakibe karşı üstünlük kurmamıza rağmen Azmoun ikinci golü kafayla atarken Hasan Ali’nin aldığını pozisyonu izlediğimde de bu defansla F.Bahçe’nin ligdeki durumunun nedenini daha iyi anlamış oldum. Kaptan Mehmet Topal’ın sol ayakla inanılmaz vuruşuyla gelen gol ki rüyasında görse böyle bir gol atacağını o da inanmazdı. Ama o gol Fenerbahçe’ye nefes aldırırken ikinci yarıya büyük motivasyonla sahaya çıkmasını sağlayacaktı. Sahada bir var bir yoku oynayan Alper’in yerine giren Tolgay’la daha toparlanarak skoru koruma açısından istenilen taktiği bu alanda iyi uygulamaya başlamıştı F.Bahçe. Dakikalar 70’e gelirken F.Bahçe’nin oyundan düşme olgusu yeninden saha içerisinde gündeme geldi ve üstünlüğü rakibine vermeye başladı. Ve nitekim de rakibin boş kaleye kaçırdı goller ve Harun’un çıkardığı toplarla yüreğimiz ağzımızda izliyorduk. Hani daha önce demiştim ya; Mehmet Topal için attığı golde rüyasında görse inanmazdı. Kupa’ya veda etmeye yol açan o bariz hatayı da rüyasında görseydi Ersun Yanal’a bu pozisyondan önce beni çıkar derdi. Bu defans F.Bahçe’ye yakışmayan futbolcular topluluğundan oluşması çerçevesinde, Hasan Ali’nin yerine İsmail sağda Şener ve toplara ve rakibe dengesiz giren Sadık ile Skrtel’i bir torbaya koysak inanın torbadan iki tane F.Bahçe formasına yakışacak futbolcu çıkmaz. Açık söyleyyim; belki de bu Kupa’nın en zayıf takmılarından birisi olan Zenit, hem uzun haftalar boyunca lig maçı oynamamış hem de birçok yıldızlarından yoksun olarak bu maça çıkmıştı. Tıpkı Fenerbahçe gibi diyebiliriz. Ancak bu Kupa’da yoluna devam eden ev sahip olurken, misafi r takım Sarı-Lacivertliler İstanbul’a yine hüzünlü dönüyorlar. Sol ayağıyla muhteşem bir gol atan kaptan, gemisini kurtarırken sonrasında da yine sol ayağıyla ıska geçip takımını batıran adam oluyordu dün akşam…